AHMET HULUSİ’ NİN , İNSANI KÜFRE SOKACAK YANLIŞLARI
Öncelikle Sayın Hulusi; Tüm kitabınızda Kur’an-ı Kerîm’e ve sağlam hadislere dayanan, peygamberimizden günümüze kadar sapasağlam en güzel şekilde gelen:
Allah, melek, ruh, cin, şeytan, ahiret, cennet ve cehennem inancını yıkarak ve de Vahdet-i Vücud görüşünün kafasını, gözünü kırarak, kendinize göre öncekilere hiç benzemeyen bir şekilde empoze etmek istiyorsunuz. Daha doğrusu; insanları ve tüm canlı, cansız,temiz- pis, her şeyi, her zerreyi “Allah” kabul ederek,” Allah, zatıyla ve tüm sıfatlarıyla, her zerrenin içindedir” diyip , yeni bir din icad ediyor ; bunu da sizin keşfiniz olduğunu söylüyorsunuz !
Nasıl mı? İşte zihinleri karıştıran sözleriniz:
a-Önce Tanrı kelimesini tenkid ederek; ”gökte, ötelerde bir Tanrı yoktur.” diyorsunuz.
b-Sonra daha ileri giderek; “İlah yoktur, Ötede, göklerde bir İlah yoktur.” diyorsunuz.
c-“Allah Kur’an-da İlah yoktur dediği halde, adamlar ilahiyat fakültesi kurmuşlar. İşte onların ilimleri bu kadardır.” derken ne hale düştüğünüzün farkında mısınız?…
Çünkü; göklerin ve yerin İlahı vardır. O da Allah’dır. Halbuki siz, Bektaşi gibi cümleyi yarıda kesiyorsunuz, Lâ İlâhe deyip İllâllah lafzını söylemek istemiyorsunuz. İlerideki bölümlerde göreceksiniz .
ç- Allah (c.c.) Kur’an-ı Keriminde:
“(Ey insanlar! ) O gün (hesap için) huzura alınırsınız; size ait hiçbir sır gizli kalmaz.” ( Hakka suresi ayet: 18)
yine başka bir ayette;
“ Musa da: Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sığındım, dedi.” (Mü’min suresi.ayet: 27)
“ Bugün herkese kazandığının karşılığı verilir. Bugün haksızlık yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı çarçabuk görendir.” (Mü’min suresi.ayet: 17)
Buyurduğu halde siz:
d-“İbadetler, rıza kazanmak için değil, İkinci yaşamda kimse senden hesap sormayacak. Bu ibadetleri (fizikî) fayda ve cehennem olan güneşin! çekiminden kaçabilmek için yapıyorsun . ” diyebiliyorsunuz!
e-“Ötelerde arşta bir ilah yoktur. Allah diye işaret edilen, insanların özünde” diyor ve Allah’ı arştan indirip, kafir, ateist her tip insanın özüne hapsediyorsunuz!
f-“Holografik esasa göre, her zerrede tümüyle, tasavvufa göre her zerrede zatıyla, sıfatıyla, isimleriyle mevcuttur.” diyebiliyor ve Allah’ı (c.c.) maddelerin içine sıkıştırıyorsunuz. Hâşâ Allah o anlayışlardan berîdir, ilmi ve kudretiyle her zerreye hakimdir. Yerleri ve gökleri yarattıktan sonra arşa [Ancak kendisinin bileceği halde] istiva etmiştir.
g-Allah’ın ruh üflemesini, meleklerin ruh üflemesini bildiren âyet ve hadisleri görmemezlikten gelip hiçe sayarak: “Beyin kendi ruhunu üretir.” diyebiliyorsunuz.
h-“Evrende sayısız dalga boyları katmanlarında, sayısız bilinç türleri vardır. Dünyamızda bu alt katmanlarda yaşayan bu canlı türlerinin bir kısmına da o devirde “ cin” adı verilmiştir.” derken:
Sanki cinler kendiliğinden var olmuş ve o zamanki insanlar, onlara “cin”ismini takmış gibi
“ Ben cinleri ve insanları ancak ibadet etsinler diye yarattım.”
âyetini ve Kur’an-da insan suresi olduğu gibi bir de cin suresi olduğunu, cin ismini, Allah’ın Kur’an’da bildirdiğini, babaları Cann’ın yalın ateşten yaratıldığını, Hz. Süleyman’ın ve peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.)’in hem insanlara hem cinlere peygamber olduğunu:
“Biz cenneti ve cehennemi insanlar ve cinlerle dolduracağız.”
Ayetini, bildiğiniz halde yok sayarak, Kur’an daki “cinlerle” ilgili diğer ayetleri, onların Hz. Süleyman’ın emriyle Mescid-i Aksa’yı inşâ ettiklerini ve bir çok hizmetlerde bulunduklarını; kaleler, heykeller, sabit kazanlar yaptıklarını; peygamberimizin ilk yıllarında ise: Kur’an-da bildirildiği gibi bir cin; sabah namazında peygamberimizi dinleyerek kavmine haber vermesi sonucu, Allah’ın hidayeti ile müslüman olduklarını, onların da salihleri ve ermiş velileri olduğunu, İmam Taberi’nin rivayetine göre;
“Onlardan sekiz yüz peygamber geldiğini” bilmeniz gerekirken; bunları hiç kâle almadan, onlar tabiat kuvvetlerinden bir enerjiymiş ve ölüm ötesinde melekler ve disiplin yokmuş da orada insanlara nüfuz edeceklermiş gibi ciddiyetten uzak laflar edebiliyorsunuz.!
İşte ayet
“(Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur’an’ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, hârikulâde güzel bir Kur’an dinledik .” (Cin Sûresi âyet:1)
“Doğru yola iletiyor, ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız.” (Cin Sûresi âyet:2)
i-Neredeyse Cebrail (a.s)’ı postacıya benzeterek istihza…
Peygamberimizi (s.a.s.)’i de , güya tenzih etmek için…robota benzetiyorsunuz ?
Her bölümde “Allah diye işaret edilen” ifadesini kullanırken : Allah (c.c.) görünen bir mekanda sabit, parmakla işaret edilir bir cisimmiş gibi, bir şekle sokmuyor musunuz? Veya Allah’ın zatı yok mu ki; Allah diye işaret edilen tabirini kullanıyorsunuz. Haşa!
Avnullah Özmansur Hocaefendinin eserinden faydalanılmıştır.
ALINTI
fibal:
1. ebu-zer Diyor:
29 May 2007
sevgili yahya kardesim, öncelikle tebrik ederim ahmed Hulusi hakkinda yazdiklarindan dolayi. Bende maalesef (!) kitaplarinin bir kacini okudum ve hezeyanlarina vakif oldum. Allah böyle sapiklardan müslümanlari muhafaza eylesin. Rabbim sadat-i Kiramin yani kuran ve sünnet ehlinin yolundan cümlemizi ayirmasin. Yasar nari Öztürk, Zekerriya kapkara, ahmet hulusi vb. ahir zamanda zuhur edecek olan deccalin bu zamanki askerleridir (Hizbusseytan-kuran dili ile)…
2. ebu-zer Diyor:
29 May 2007
sunu da eklemeden gecemiyecegim yahya kardesim. ” Zaten yanlis olan Vahdet-i Vucud görüsü” tabirini yinede kullanmazsak iyi olur. Cünkü Muhyiddin Arabi, Imam Nablusi, Sadreddin Konevi, Mevlana-i Rumi gibi zatlarin benimsedigini unutmamak gerek, her nekadar imam-i Rabbani tenkit etmissede. Zira imam-i rabbani mektubatinda seyhul ekber icin vahdet-i vucudu benimsemesine ragmen cok yüce makamlarda müsahede ettigini buyuruyor ve hayre ediyor. Vahdet-i Vucud büyük imamin buyurdugu gibi hayret makamidir, dilin susdugu, aklin durdugu ve kalbin serfiraz ettigi bir haldir. Mevlana hz. sormuslar Ask nedir? Cevaben: Ben ol anlarsin! Askdir derim, saygilarimla vesselam
3. Ibrahim Diyor:
09 Jun 2007
ustadin sozuyle: imaniniz mubarek olsun!
sizde boyle dushunuyorsunuz…
4. Ibrahim Diyor:
09 Jun 2007
ustadin sozuyle: imaniniz mubarek olsun!
sizde boyle dushunuyorsunuz…..
5. ebu-zer Diyor:
09 Jun 2007
ibrahim kardes ne üztadin sözü ne de senin ne demek istedigin pek anlasilmadigi. Biraz acarsan memnun olurum, vesselam…
6. hasan Diyor:
09 Jun 2007
(ben muhammediyim s.a.v.))diyen birini küfürle itham etmek çok tehlikeli bir yaklaşım değil mi Yahya kardeş?ithamın doğruysa ki (ben doğru demiyorum),siz birşey kazanamazsınız.eğer yanılmışsanız ne kaybedeceğiniz üzerinde çok çok düşünmenizi acizane tavsiye ederim.
idrak edemediğini inkar etme basitliğinden kurtulamayanın tasavvuf yolunda ilerleyemeyeceği kanaatindeyim.çünkü bu yolun büyükleri yaşadıkları devirlerde makamlarını idrak edemeyenlerce şiddetle inkar edilmişlerdi.bu zatların büyüklükleri ise zaman geçtikçe nisbeten anlaşılmaya başlandı.müntesibi olduğunuzu düşündüğüm yolun büyüklerini hakkıyla tanıyıp onlar gibi olmaya çalışarak yaşamınızı değerlendirmeye çalışmanız sizin için çok daha iyi olacaktır.inşaalah-u teala…allah c.c. size razı olacağı hayatı kolaylaştırsın……
7. Yahya Baştürk Diyor:
09 Jun 2007
hasan Diyor: bu yolun büyükleri yaşadıkları devirlerde makamlarını idrak edemeyenlerce şiddetle inkar edilmişlerdi!
Kardeş bu yolun büyükleri ile A. Hulusi arasında ne gibi benzerlikler var? açıklarmısın…
8. Muhammet Diyor:
10 Jun 2007
a.hulusi’nin kim olduğu, ne dediği, niye dediği, nasıl dediği, kitapları, bütün yayınları, herşeyi ortada. yayınlarını satınalamayan isterse web sitesini açar kendi aklıyla değerlendirir herşeyi orada para ödemeden. insanları islamı öğrenmekten uzaklaştırmaya çalışan buradaki saptırmacalar kitaplarda kendisine açıklananı anlayamayan bir kişinin a.hulusi ismi üzerinden kendini meşhur etmek için çok eski boşuna bir uğraşıdır. uzatmaya değmez. Allah onu da bu iş için varetmiş deyip geçiniz.
9. hasan Diyor:
10 Jun 2007
Yahya kardeş buraya yazı yazmaktaki gayem A.Hulusiyi savunmak değil,onu anlayamayanların ya da yanlış anlayanların tehlikeli ithamlarla ebedi hayatlarını hüsrana uğratmalarına engel olmaya çalışmak…birini küfürle itham etmek iki namlusu olan bir silahı ateşlemeye benzer.ateşlendiği anda ya karşıdakini ya da (Allah muhafaza eylesin)kendimizi vururuz..kim olursa olsun,ne söylerse söylesin başkalarını ikaz etmek maksadıyla bile olsa bu riski almak akıl karı değildir..dünyaya iki kere gelmeyeceğimize göre hayatımızı başkalarının dedikodusuyla değil sevdiğimiz,
tabi olduğumuz büyükleri mümkün olduğu kadar örnek alıp onlar gibi olmaya çalışarak değerlendirmeliyiz..bu yolun büyükleriyle A.Hulusinin benzerliğine gelince hiçbiri hakkında yorum yapmak benim haddim değil.yalnız şunu söyleyebilirim,Allah bana onları hakkıyla sevebilmeyi nasib etsin…’bana’ yerine ‘bize’ diyerek dua etmek isterdim,ancak farklı düşündüğümüz için şimdilik bu duayı ferdi olarak yapıyorum..Allah’ın selam’ı üzerinize olsun….
10. Yahya Baştürk Diyor:
11 Jun 2007
hasan Diyor: Yahya kardeş buraya yazı yazmaktaki gayem A.Hulusiyi savunmak değil,onu anlayamayanların ya da yanlış anlayanların tehlikeli ithamlarla ebedi hayatlarını hüsrana uğratmalarına engel olmaya çalışmak!
KİM TEKFİR EDİLMİŞ?
KİME KAFİR DENİLMİŞ?
KİM İNSANLARIN EBEDİ HAYATINI TEHLİYE ATIYOR?
SEN AHMED HULUSİYİ ANLADIĞINIMI SANIYORSUN?
BANA KISACA A. HULUSİ’NİN MİSYONUNU ANLATIRMISIN?
11. sonsuzagidenyol Diyor:
11 Jun 2007
Merhaba Dostlar,
Peki Hz.Muhammet bugün yaşasaydı,bize bu dini nasıl nalkederdi?…Selam ve sevgilerimle…
12. sonsuzagidenyol Diyor:
11 Jun 2007
HER ŞEYİ İLAH EDİNEBİLİYORUZ
Merhaba Dostlar,
Bu yazımda insanların, bir şeyleri ilah edinebildiğini kaleme almaya çalışacağım.
İlah edinmenin ne demek olduğunu tekrarlamak gerekirse, isimi Allah olandan başka bir varlığa uluhiyet yüklemek. Peki açık konuşalım, bizim neleri övüp yücelttiğimiz ortada kimileri futbol için bulsa ölecek, kimileri seks, kimileri para ve dünya için, kimileri siyaset,kimileri kimileri sayar gidersin.Herkes bir ilah edinmiş.
Vicdanı açık gönüllere sesleniyorum,Allah’tan gayri bir varlığı,övmek yüceltmek için hizmet etmek,onun rızasını kazanmak için uğraşmak,daha doğrusu,Allah’tan başkasını kalbe sokmak, ona hizmet etmek,onu ilah edinmekten başka nedir?Düşünmek gerekir,hayatımıza neleri soktuğumuzu(Allah’ın evine)düşünmemiz gerekir.
Sevgili dostlar,açık şirk devri kapanmıştır.Fakat gizli şirk,insanların korkulu rüyasıdır.
Ve kimse bunun farkında değil.Müslüman, elhamdulüllah müslümanım deyip camiye gidiyor,namazını kılıyor(namazını onlar kılıyor derler, ben eda edilir yada ikame edilir derim)cami kapısından çıkarken siyaset başlıyor,yok o parti yok bu parti,yok şu zengin olmuş,bende şu tarlayı aldım,vs,vs. Dostlar,dost acı söyler,kalbinde gerçekten Allah olan!başka ilah edinmez!O, kişi ilgilenmez böyle şeyler ile.Tümden elini ayağını çeker demiyorum,yaşamında bir şeyleri ilah edinmez diyorum.Çünkü bilir o kişi şirkte olanın af edilmeyeceğini.Ayrıca,Allah tarafından bırakın affı,kendisi dahi,özde bir olduğu isimi Allah olanı bulamaz ve fark edemez.
Dostlarım, insanlık bir şeyleri bal gibi ilah edinmiş durumda.Allah kuranında bildirilen şirke düşmeyin.Nedir şirk,Allah’tan başka ilah edinmeyin.Lailaheillallah diyoruz,tanrı ve tanrılar,putlar,Allah yerine konmaz,onlar yok,sadece Allah var diyoruz.1400yıl evvel putları ve tanrılık kavramını yıkan Muhammet a.s. gibi,O,risalem nurları kaynağından nur alan, bir yenileyicinin gelmesi ve bir şeyleri yenilemesinin zamanı geldi de geçiyor.Kim bilir belki de yenileyici görevini yapıyordur.
Günümüzdeki kuran meallerinin hemen, hemen tamamında,Allah’tan başka tanrı yoktur ve temizlenmemişler kitaba el sürmesinler geçer.Abdest’i temizlik sanan bir zihniyet oldukça,abdest temizlik olsa,su olmadığı zaman toprak ile abdest alın denmez di.
Ancak kurana göre necaset,kirlilik,bedende değil,şirk olan da,yani bilinçte. Oda nasıl olur demeyin.Kuran kirliğin şirk olduğunu,bilgini arındıran kişi,o kitaba el sürsün demek istemiştir.Vücudunu temizleyen değil.Bilincini temizleyen.Yani ötelerde bir tanrı aramayan,isimi Allah olanı kalbinde hisseden kalbine koyan demiştir.
Evet sevgili dostlar,bu yüzyılda bu gibi konuları yeniliye cek bir yenileyiciye ihtiyaç vardır.Allah’ın sistemin de inzal olmuş bir yenileyici tanıyorum çünkü beni de bilincimi arındıran o yenileyicidir.İsimi önemli değil bilgileri önemlidir.Yeniliği önemlidir.Bu vesile ile dostların bir şeyleri gözden geçirmesi dileğimle.Herkese.Selam ve sevgilerimle…
Hasan BELEK
14-05-2007
13. ebu-zer Diyor:
11 Jun 2007
Sevgili yahya kardesim, anlasilan o ki sözde allahin sisteminii cözmüs islam neferi hakkinda yaptigin calismalr yeterli degil. A.H.nin ne kadar sapkin oldugu hakkinda bir kac yazi daha hazirla ki kimin ne oldugu daha iyi anlasilsin! Ilmihal seviyesini asamamis müslümanlarin bu herifin yaldizli sözlerine kanmasi gayet dogal! Tashihi itikat etmeden kendi akklimiza daha dogrusu heva ve hevesimize göre neyin dogru neyin yanlis oldugu bilmemiz mümkün degildir! Ahmet hulusizedelere duyurulur…
INCE AYAR:
Kod:
Nasıl mı? İşte zihinleri karıştıran sözleriniz:
a-Önce Tanrı kelimesini tenkid ederek; ”gökte, ötelerde bir Tanrı yoktur.” diyorsunuz.
b-Sonra daha ileri giderek; “İlah yoktur, Ötede, göklerde bir İlah yoktur.” diyorsunuz.
c-“Allah Kur’an-da İlah yoktur dediği halde, adamlar ilahiyat fakültesi kurmuşlar. İşte onların ilimleri bu kadardır.” derken ne hale düştüğünüzün farkında mısınız?…
Çünkü; göklerin ve yerin İlahı vardır. O da Allah’dır. Halbuki siz, Bektaşi gibi cümleyi yarıda kesiyorsunuz, Lâ İlâhe deyip İllâllah lafzını söylemek istemiyorsunuz. İlerideki bölümlerde göreceksiniz .
hönk hoönk hönk, OHA yani,
müslümanlar niye geri kalıyor diye soruyorlar.şu islamı tanımalarına bakarsak, valla çok ilerdeler. böyle avnullahlar oldukça...
neyse,
yazıyı baştan sona okudum . altındaki yorumlarıda...yukarıya aldığım kısımda, avnullah denen kişi, kusura bakmasın hoca diyemiyeceğim ben ona. o olsa olsa. ayet manyağı olmuş biri. bir cümleyi anlatmak için en az on ayet yazmış, ama ayetler ile söyledikleri hiç alakasız şeyler.şu yukarıdaki alıntıladığım yerde.
a-Önce Tanrı kelimesini tenkid ederek; ”gökte, ötelerde bir Tanrı yoktur.” diyorsunuz.
diyor. bu durumda, avnullah tersini söylemiş oluyor. yani gökte bir yerlerde tanrı var diyor. e o zaman sormazlarmı adama, peki avni, orallarada bi yerde tanrı varsa, onunla diğeer varlıkların arasındaki sınır nerede başlıyor nerede bitiyor.?
sonra dönüveriyor. la ilahe diyor gersini söylemiyor diyor. adam tam matrak. sen gökte tanrı var diyorsan, tanrının dışındada varlıklar olduğunu söylersen. adama sormazlarmi, sen niye la ilahe deyip gerisini söylemiyorsun diye.
la ilahe ilallah dedinmi. Allah var başka bir şey yok demiş olursun.
ama yukarılarda bi yerde tanrı var dersen, onun dışındada varlıklar kabul etmiş olursun......
diğer saçmalıklara bakıp vakit kaybetmeye değmez avni, Allah , sana ve sana inanan varsa eğer, hepinize İZAN nasip etsin.
Bir Soru
"İbadetler, rıza kazanmak için değil, İkinci yaşamda kimse senden hesap sormayacak. Bu ibadetleri (fizikî) fayda ve cehennem olan güneşin! çekiminden kaçabilmek için yapıyorsun"
Bunun Ahmed Hulusi'nin hangi kitabinda soyledigini belirtebilir misiniz?
10.02.2009 - misafir