Zehirli | Konular | Kitaplar

incil nüshaları

DÖRT İNCİLİN İLK MATBAA BASKILARI

Biraz önce belirttiğimiz üzere, İncillerin Yunanca yazmalarının ve diğer dillere yapılan tercümelerinin çoğaltılarak kopya edilmeleri esnasmda ortaya çıkan yüzbinlerce farklılık, bu kitapların matbaa basımları sırasında da aynen devam etmiştir. İncillerin matbaada basılacakları sırada çok dikkatli bir çalışma, nüshaların karşılaştırılarak, birlikte değerlendirilmeleri sonunda bu farklılıkların asgariye indirilmeleri mümkün iken mâlesef bu yapılmamış, bu yüzden belki matbaa baskıları farklılıkların miktar ve derecesini iyice su yüzüne çıkarmıştır.

DÖRT İNCİLİN ELDE MEVCUT EN ESKİ NÜSHALARI

Dört İncilin en iyimser bir tahminle M.S. 60 ile 100 yılları arasında yazıldığını kabul etsek bile, o yazılan ilk nüshalardan bugün bir tanesi bile ortada yoktur. Şu anda kilise tarafından sahih kabul edilen ve Yeni Ahidin başında yer alan dört İncilin orjinal el yazmaları ile, onlardan kopya edildiği söylenen elde mevcut en eski kopya nüshalar arasında en azından iki buçuk asırlık bir boşluk, zaman aralığı vardır. Bu, şu demektir: Şu anda en eski İncil yazması olarak elde bulunan nüshaların, İncil yazarlarının yazmış olduğu asıl orjinal metinden kopya edilip edilmediğini tesbit etmek üzere herhangi bir karşılaştırma yapmaya imkânımız yoktur. Çünkü, asıl orjinal yazmalar kaybolmuştur, bunların hiçbiri ortada yoktur.

DÖRT İNCİLİN DİLİ

Halen elde mevcut olan İncillerin en eski nüshaları Yunancadır. Hristiyan kaynaklar, Hz.İsa'nın Îbranice-Aramice konuştuğunu ve vaazlarını bu dille yaptığını haber vermektedir. İncillerin dili konusu ele alındığı zaman, en azından Hz.İsa'nın sözlerinin onun ana dilinde yazılması ve muhafaza edilmesinin gerekli olduğu sonucuna ulaşılır. Eski Ahid, Hz. İsa'dan en az iki asır önce Yunancaya tercüme edildiği halde, Hz. İsa bu kitabı İbranice nüshalarından okuyup anlıyordu. İncil yazarlarının en azından Hz.İsa'nın sözlerini, onun ağzından çıkan kelimelerle zaptetmeleri ve bunları İbranî-Aramı diyalekti ile yazmaları gerekirdi. Çünkü tercümeler, ne kadar mükemmel olursa olsun asıl ma'nayı yansıtmakta eksik kalabilirler.