Zehirli | Konular | Kitaplar

Tevekkül, kader ve kısmet

Ateist genç diyor ki: Din sağlıklı düşünmeye engeldir. İnsanı tevekkülcü, kaderci, kısmetçi yapar.

CEVAP

İslamiyet’i bilmediğin için böyle rastgele konuşuyorsun. Tevekkül, kader, kısmet gibi şeyleri de bilmiyorsun. İslam âlimleri buyuruyor ki:

Sebeplerin tesir etmesinin Allahü teâlâdan olduğunu bilen, tesiri Allahü teâlâdan bekleyen ve tecrübe edilmiş sebepleri kullanan kimse, Allahü teâlâya tevekkül etmiş, yalnız Ona güvenmiş olur. Tesir etmeyen, hayâli sebepleri kullanmak, tevekkül olmaz. Tesiri çok görülmüş olan sebepleri kullanmak gerekir. Ateş yakar, fakat, ateşe yakma kuvvetini veren, Allah’tır. Aç olan, bir şey yer; bu şeye doyurma kuvveti veren Odur. Gerektiği zaman, böyle sebepleri kullanmadığı için zarar gören kimse, Allah’a asi olur. Tecrübe edilmiş sebepleri kullanmak gerekir. Allahü teâlâ, istişareyi, yani bilenlere danışmayı emretti. Danışmak, sebebe yapışmaktır. Tevekkül sebeplere yapıştıktan sonra sonucu sabırla beklemektir. Tevekkül, iş yapmayıp tembel oturmak değildir. Bir işe başlamak ve başlanan işi başarmak için tevekkül gerekir. Güç bir işi başaramamak korkusunu gidermek için de tevekkül gerekir.

Al-i İmran suresinin (Azmedip de bir işe başlayınca, Allah’a tevekkül et, Ona güven! Allah size yardım ederse, kimse size galip gelemez. Size yardım etmezse, kimse yardım edemez. O halde, müminler Allah’a tevekkül etsinler) mealindeki 159 ve160 âyetleri, tevekkül ile beraber çalışmayı ve çalışmada azmin de gerektiğini bildiriyor. Demek ki her Müslüman çalışacak, azmedecek ve sonra da güvenecektir. Tevekkül bir zaaf, bir âcizlik değil, tam aksine bir kuvvettir. Tevekkül edenin kaybedecek bir şeyi de yoktur. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

(Deveni sıkı bağla ve sonra Allah’a tevekkül et!) [İbni Asakir]

Dinimiz, insanlara daima çalışmak, aklını doğru kullanmak, her türlü yeniliği öğrenmek, başarmak için her türlü meşru çareye başvurmayı emretmektedir. Bir Müslüman ancak herhangi bir işte aklını kullandığı, her çareye başvurduğu ve son derece de çalıştığı halde, bir başarıya ulaşamazsa, üzülmemeli ve bu sonucun, Allahü teâlânın kendisi için uygun gördüğü bir husus olduğunu kabul ederek kaderine razı olmalıdır. Yoksa hiçbir şey yapmadan, çalışmadan, öğrenmeden ve bilmeden yan gelip yatarak beklemek, İslamiyet’te yoktur. Böyle yapmak büyük günahtır. Ateistler tevekkülü böyle bir şey zannediyorlar. Bir âyet meali şöyledir:

(İnsana, ancak dünyada çalışarak yaptığı işler fayda verir.) [Necm 39]

İnsanlar, bazen her şeye başvurdukları ve çok çalıştıkları halde, istediklerine kavuşamazlar. İşte o zaman, bu işte kendi ellerinde olmayan bir kudret bulunduğunu ve bu kudretin insanların yaşamaları ve başarıları üzerinde etkili olduğunu ve onlara yön verdiğini kabul ederler. İşte kader kısmet budur. Bu aynı zamanda büyük bir teselli kaynağıdır. (Ben görevimi yaptım, ama ne yapayım ki kısmetim bu imiş) diyen bir Müslüman, bir işte başarısız olsa bile, ümitsizliğe kapılmaz ve büyük bir iç huzuru ile çalışmaya devam eder. Kur'an-ı kerimde buyuruldu ki:

(Güçlükle beraber elbette bir kolaylık vardır. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine teşebbüs et ve hacetini yalnız Rabbinden iste!) [İnşirah 5-8]

Yani başarısızlıktan ümitsizliğe düşmeyip çalışmaya devam etmelidir. Dinimiz çalışmayı emrederken, Müslümanlara tevekkülcü ve kaderci diye saldırmak, İslamiyet’i bilmemekten ileri gelen fanatik bir durumdur.

14 Ekim 2003


7 yorum

Evet, "Tevekkül" ne güzel

Evet, "Tevekkül" ne güzel bir kelime. İslamiyet dininde müslüman dürüst ve çalışkandır. Başımıza gelen, cereyan eden her olayda bir hayır vardır. Mutlaka ve mutlaka keşke şöyle olsaydı, böyle olsaydı dememeli.... Allah böyle istedi, hayır varmış demeli... Şüphesiz Allah en iyi bilen ve kullarının kötülüğünü istemeyen, en merhametli olandır. BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM...

09.09.2007 - canan

tevekkül

Allah herşeyi bilendir.

08.12.2007 - misafir

tevekkül

üniversiteye hazırlanan bir gencim diş hekimliğini kazanmak istiyorum ama hep düşünüyordum ya da kaderimde yoksa ya kısmet olmayacaksa???
Ama bu yazılanları okuduktan sonra şöyle diyebiliyorum : 'ALLAH, böyle olmasını istedi ve ben eminim ki o benim hayrıma böyle bir şey ister.'

28.12.2011 - misafir

irade

insan ana rahmine 40 günlükgen ilerde ne olacagı cennetlikmi cehannemlik olduğu yazılırmış eline ne kadar rızık gececegi de yazılırmış,kiminle evlenecegin dogacak çocuklar vs.vs.yani sen karar vermeden senin adına karar verilmiş
nasılki DVD ye CD taktığında dugmesine bastığında önceden oynanmış filmi izlersin
insanda ana rahminde neler yaşayacagı yazılmış çizilmiş
insan dogduğunda dügmeye basılmış sayılır
yazılan çizilen kaderiyle karşılacaktır
öyleyse insan iradesi yok hükmündedir

10.04.2012 - misafir

CVP:irade

Kaynağin nedir? neye dayanarak böyle bir iddiada bulunuyorsun?

iradei cüziye vardır. Son nefesine kadar insan kendi kararını verebilir. Bizi progrmlanmış bir robot değiliz.

15.04.2012 - robot

yahudilerde tıpkı bu mevzuya

yahudilerde tıpkı bu mevzuya benzer bir inançla hz davut un bir gökten ineceğini ve kendilerini kurtaracağını düşünmüşler 2000 yıl boyunca çöllerde sürgün gezmişler içlerinden bazıları bakmışki ne gelen var ne giden gökten kimse inmiyor en sonunda kendileri dünyevi biçimde çalışmışlar ve devletlerini kurmuşlar kader kısmet mevzuları sürekli olarak içinden çıkamadiğım bir konu yasadığım başarısızlar yüzünden bunları kadere bağlamak beni inancımdan soğutmaya başladı

12.08.2012 - misafir

CVP:yahudilerde tıpkı bu mevzuya

Başarısızlıkları kadere bağladınız kadar başarılarınızı da kadere bağlamalısınız :) başarısızlığı kaderden bilip başarıyı kendinizden bilmeniz doğru olur mu?

başarıya nasıl yaklaşıyorsak başarısızlığımızı da o şekilde sahiplenebilmeliyiz..

13.08.2012 - inanmak