Zehirli | Konular | Kitaplar

"RABITA ŞİRK MİDİR?"

Rabıta; iki şeyi birbirine bağlayan ilgi, bağ, münasebet gibi manalara gelir. Tasavvuf yolunda ise rabıta; Allah-u Zülcelal’e, O’nun Resulüne (sav) ve Peygamber Efendimiz’in varisleri olan salih kimselere duyulan bir sevgiden ibarettir.

Nasıl ki sevgi; sevgilinin hayalini, güzelliğini, hal ve hareketlerini düşünerek, kalbi sevgiliye bağlamak anlamına geliyorsa; rabıta da insanın Allah-u Zülcelal’in rızasını kazanmak için O’nun salih kullarına gönülden bağlanmasıdır.

Yani rabıta, muhabbet ve hürmetle kalbi bağlamaktan ibarettir. Rabıtanın özü şudur: Peygamber Efendimiz -sav-’in varisi olan alim ve salih bir kimseyi düşünmek, sadece onun şahsını hayal etmek ve müstakil olarak ondan bir şey istemek değildir.

Bilakis aslında her şeyi yaratan ve yapan fail-i hakikinin Allah-u Zülcelal olduğuna itikat ederek, Allah-u Zülcelal’in o alim ve salih kimseye ihsanda bulunup, o insanda ortaya çıkardığı fazileti düşünmektir.

Bu durum şuna benzer. Bir fakir ihtiyacını karşılamak için bir zenginin karşısına gelip talepte bulunur. Fakat o fakir bilir ve inanır ki, gerçekte veren ve ihsan eden Allah-u Zülcelal’dir. Çünkü yerlerin ve göklerin hazineleri O’nun elindedir. O’ndan başka fail-i hakiki yoktur. Fakir, zenginin kapısında ancak, Allah’ın nimet kapılarından bir kapı ve oradan kendisine bir nimet vermesinin mümkün olduğunu bildiği için durur. İşte rabıtanın özü de budur.

Lakin günümüzde bazı kimseler: “Allah-u Zülcelal’den başka varlık düşünülür mü? Niçin Allah’ı düşünmüyoruz da, bir insanı düşünüyoruz? Bu şirk değil midir? Allah-u Zülcelal’in sevgisi bölünmüş olmuyor mu?” gibi aklın kabul etmeyeceği yanlış bir takım fikirler öne sürerek, samimi olarak Allah-u Zülcelal’in rızasını arayan insanların kafalarına şüphe sokmaya çalışıyorlar.

Öncelikle şunu belirtelim ki, zat ve sıfatları ile hiçbir benzeri ve eşi, ortağı bulunmayan Allah-u Zülcelal’i düşünmek, O’nun zatını hayale getirmeye çalışmak değildir. Çünkü insanın bir zatı düşünebilmesi için onu görmesi gerekir. Onun için insan ne kadar istese de Allah-u Zülcelal’i hayal edemez ve zaten hayal etmesi de caiz değildir. Çünkü Peygamber Efendimiz -sav- bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın zatını tefekkür etmeyin. O’nun nimetlerini ve yaratıklarını düşünün. Çünkü siz Allah’ın zatını düşünmeye güç yetiremezsiniz.” (Beyhaki, Şihabu’l İman; Ahmet bin Hanbel, Müsned)

Hal böyle olunca, insanlar içinde Peygamber Efendimiz -sav-’in varisi olmuş alim ve salih olan ve Allah-u Zülcelal’in:
“...Ben onları severim, onlarda beni sever...” (Maide 54) iltifatına ulaşmış ve hayatlarının her anını insanlara faydalı olabilmek için harcayan, kalpleri ilahi nurla dolu olan salih kimseleri sevmenin, bu sayede Allah-u Zülcelal’in rızasına doğru gitmeye çalışmanın gerekli olduğu açık olarak anlaşılmaktadır. Çünkü onlar Allah’ı hatırlatır, Allah’ı sevdirir ve herkesi Allah’a sevk etmeye çalışırlar.

Bu da Allah-u Zülcelal’in bir vergisidir. Bunca alim ve salih kimselerin ısrarla söylediği, büyük menfaatleri olan bir şeyi, ancak ahirete meraklı olan kimselere nasip etmektedir.

Herkesin şunu iyice bilmesini istiyoruz ki, bu kadar alim ve salih kimselerin tasavvuf ve tasavvufun kural ve kaideleri hakkında kitaplar yazmaları, bunları savunmak için değil; insanı Allah-u Zülcelal’in rızasına götüren bu yola bilmeden veya bilerek düşmanlık eden kötülemeye çalışan kimselerin içinde bulundukları bu büyük yanlıştan dönmeleri içindir.

İnşallah-u Teâla bu yazılanları okuyup hakikati idrak edebilenler, tuttukları bu yanlış yolu bırakacaklardır. İnatçı olanlara ise söyleyecek bir sözümüz yoktur. Çünkü inat, tedavisi olmayan bir hastalıktır.

En büyük hidayet ve nur kaynağı olan Peygamber Efendimiz -sav-’i görüp de iman etmeyenler, o güneşten zerre kadar ışık alamadan ölüp gitmişlerdir.

Şüphesiz bir kişi, istifade etmek amacıyla Peygamber Efendimiz -sav-’in varisi olan alim ve salih kimselere baktığında, sohbet meclislerinde bulunduğunda manevi olarak istifade eder. Onu düşündüğünde de durum aynıdır.

GÜLİSTAN ARAŞTIRMA SERVİSİ
Kaynak:Gülistan Dergisi
51. Sayı-Mart 2005
www.gulistandergisi.com/dergi_oku.php?id=245


32 yorum

yanılıyorsunuz.

insan sevdiğini tabi düşünür. Ama günün belli vakitlerinde değil. Her zaman. Bir de değinmemişsiniz bütün tasavvufçular sizin anlattığınıza ek olarak düşünüp ondan yardım istemek diyorlar. Buna ne diyeceksiniz.

16.12.2008 - misafir

tarikat ve rabıta

bu dünyada daha güzel yaşamak için bir allah dostuna bağlanmak lazım

14.01.2009 - çiğdem

rabıta

İyi bil ki, halis din ancak Allah'ındır. O'ndan başka birtakım dostlar tutanlar da şöyle demektedirler: "Biz onlara sadece bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Şüphe yok ki Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir. Herhalde yalancı ve nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz.zümer 3

13.02.2009 - misafir

kafirlerle alakali ayeti

kafirlerle alakali ayeti kerimeleri kalkipta muslumanlari muhattap tutamassiniz zira bu bir cinayet olur. rica ederim kulakta dolma bilgilerimizle konulari kendi karinca deligi kadar olan bakis acimizla deyerlendirmeye kalkismiyalim aksi taktirde dini celili islami bugunlere saf berrak ve taptaze olarak bizlere ulastiran musebbibleri musrik diyerek katl etmis oluruz.

14.05.2011 - misafir

kimse birşey bilmiyor gibi

kimse birşey bilmiyor gibi davranmayı bırakın Allah aşkına . İster kafası karışık müslümanlar olsun ister diğer vesveseye bürünmüş sofiler olsun konunun hangi şeyler etrafında döndüğünün ve tartışılan şeyin ne olduğunu biliyor.

Yazıyı görüp tıklıyoruz bizde sanıyoruz ki ilmii bir tahkik ve derinlik var . Acayip acayip çocuk hikayesi gibi örneklendirmeler. Yeter da artık arkadaş asıl tartışılan ne ise onu yazda bir bakan birdaha bakmasın başka yere. La havle vela kuvvete illa billah.

18.08.2011 - misafir

asılolan tevhit inancıdır

Bizler tevhit inancına zarar verecek butun şeyleri bilmemiz gerekir Örnek Allah (cc) ya ait olan vasıflarla hiç kimseyi vasıfladırmamamız gerek Aksi takdirde adına ne dersek diyelim şirk koşmuş oluruz.Olduren dirilten her şeyden haberdar olan rızıkları veren bağışlayan gulduren ağlatan yukselten alçaltan gunahları affeden kuluna şah damarından daha yakın olan maddi ve manevi rızıkların sahibi ve veren kulunu terbiye ve tezkiye eden odur .Çunki dunya 7 kat ve 7 gok arasındaki her şey onun kuludur .tevekkul;tefekkur edeceksek ona etmemiz gerek istememiz gereken merci O olmalı çunki sizin dua istediklerinizde bizden isterler buyuruyor . birilerine bir şeyler yuklerken yuceltirken adına ne dersek diyelim elimize ne geçer soruyorum ?Bir Allahın dostunu sevmek elbette guzeldir onu kalbinde taşımak elbette guzeldir ama edip eyleyen verenin ve alanın Allah (cc) olduğunu unutmamak gerek :Her şeyi en iyi bilen allah(cc) dur.VEsselam

25.08.2011 - faruk

selamun aleyküm

bak kardeşim allah cc buyuruyorki: allahın kanunlarıyla hükmetmeyenler varya işte onlar kafirlerin taa kendileridir. mesela bu ayeti baz alalım bu ayet cumhur ulemanın görüşüne göre yahudiler hakkında nazil olmuştur ama manası umuma hitaptır .mesela müslüman bir kimse kalkıp deseki bende müslümanın ama allahın bazı kanunlarını kabul etmiyorum bunun durumu sence ne olur ..cevabın kafir olur demi...demekki yahudiler hakkında nazil olan ayetle bir müslümanda karşı gelse oda kafir olur saygılarımla..

17.10.2011 - misafir

alluh-u zülcelal şüphesiz ki

alluh-u zülcelal şüphesiz ki en doğrusunu bilendir amma velakin allah dostlarının evliyaulluhların nazarına girmek hem bu dünya için hem ahiret için inşaalah-u teala bizlere nefsimizi köreltmemizde bizlere yardımcı olur şüphesiz veren yine allahtır evliyaulluh sadece aracıdır dua eder sümme haşa benzetme yanlış olmasın evliyaullahlar bir basamak görevini görür... (GÜLE VURGUN SOFİ KURBAN)

10.01.2012 - sofi kurban

verdiğiniz örnek çok saçma,

verdiğiniz örnek çok saçma, müslüman olmanın şartları bellidir. Bu ayetin yüzü sadece kafirlere bakar. Verdiğin örnekte önce müslümanı dinden çıkarıyorsun sonra müslümana karşı geldiğini iddia ediyorsun. Bu terazi doğru tartmaz kardeşim.

02.03.2012 - Erkut AK

sayin: Erkut AK

eger ilminiz varsa delillerinzi getirin bence, Allah, Kuran'da kim olulere dua ederse kafir olacagini soylemistir, mesela ahkaf suresinin ilk sayfasinin sonuncu ayetine bak, bunun disinda bence bos konusmayi birakip hakki ara, sizin diyebildiginiz sadece kafirlere olan ayetleri muslumanlara kullaniyormusuz, burada ne demek istiyorsunuz? yillardir tartistigim sufiler bu delilden baska hemen hemen hic delilleri yoktur zaten, iste boyle malesef, simdi ben bu sitede onceden yazdigim bu konudaki bir yazimi buraya aktaricam, bence bir kac kere oku, ve kuran'dan ve sunnet'den ve icma'dan delilleri gor, umarim hidayete erersin, ve ben senin hidayete ermen icin dua edecegim insallah.
bu yaziyi yukariya aktaracagim, muracaat et.
wesselamu aleykum

05.03.2012 - ebu ubeyde

evet rabita Sirktir, hemde Kuran ve Sunet ve Icma ile

Belliki cok kizmissin , sebebide : ya anlamamissin yada anlamak istemiyorsun , ve sen benim verdigim delillere hicde cevap vermedin??? Sadece konusuyorsun??? Neden acaba??? Simdi ben senin sorularina rakamli olarak cevap verecegim ve sana soru soracagim, eger sen hakki istiyorsan ve kendini hak uzere goruyorsan ve ikna olmadi isen , ilmi bir sekilde benim numaraladigim sorulara gore tek tek cevabini ver , veya ikna olursan'da soyle.
Ama kardesim lutfen cevaplarinda sinirlenme sanirim ikimizde hakki ariyoruz , hangimiz hak isek umarim rabbim onun onunu acar ve ikimizide hak'ka tabii olmamizi nasip eder, amin

Simdi senin delillerini ele alalim:
1- ilk once kardes , hukumleri nereden aliriz buna dikkat etmek lazim , yani delilimizi nereden getiririz? Seri hukumlerde istinbat (yani delil cikarma) dort seyden olur: kuran-sunnet-icma-kiyas. Ve sen bana su savasta soyle olmus boyle olmus diye delil getiriyorsun , boyle seyler seriatda delil olurmu hic? Bunlar ne ayet nede sunnet nede icma nede kiyas? Peki daha sihhatini bile bilmedigin , olsada seriatda delil olmayan seylerle neden delil getiriyorsun? Meseleyi daha iyi anlmak icin usulu fikih kitaplarini muracaat ede bilirsin.

2- ali Imran ayetindeki getirdigin ayet ise , konumuzla ne alakasi var acaba? Burada sehitlerin allah katinda diri olduklarini soyluyor rabbimiz, bizim yanimizda diridirler demiyor? Ayni zamanda rabbimiz onlardan oldukten sonra beni birakin ey kullarinm gidin bir seyler isteyin'de bu sehidler'den'de demiyor, Ayni zamanda istedigin tefsir kitabini ac ve muracaat et , hic bir tanesi senin yorumladigin sekilde bu ayeti yorumlamismi?

'''''''zikredecegimiz deliller"""""""
3-ilk once kurandan deliller, mesela:
A: (Andolsun ki onlara: "O gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan: "Elbette Allah!" diyeceklerdir. O halde gördünüz ya Allah'tan başka çağırdıklarınızı! Eğer Allah bana bir zarar vermek isterse, onlar O'nun zararını giderebilirler mi? Yahut bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun rahmetini tutabilirler mi? De ki: "Allah, bana yeter." Tevekkül edenler, hep O'na dayanırlar.) zumer38. ayetin arapcasindan direk terceme ettigimiz zaman : allahtan baskasina dua ettiginizi = cagirdiklarinizi, manasi cikiyor.
Ibni kesir diyorki: «Andolsun ki onlara: Gökleri ve yeri yaratan kimdir? diye sorsan; muhakkak, Allah'tır, diyecekler.» Müşrikler Allah'ın her şeyi yaratan olduğunu itiraf ediyor, bununla birlikte hiç bir zarar ve faydaya gücü yetmeyen Allah'tan başka şeylere tapınıyorlardı. Bu sebepledir ki şöyle buyrulur: «De ki: öyleyse söyleyin bakalım; Allah bana bir zarar vermek isterse, O'nu bırakıp ta taptıklarınız O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut bana bir rahmet dilerse, O'nun rahmetini önleyebilir mi?» Elbette bunlardan hiç birine güç yetiremezler.

B: Hatırla ki; Bir zaman İbrahim şöyle demişti: "Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut
Rabbim! Çünkü onlar (putlar) insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular. Şimdi kim bana uyarsa, o bendendir; kim bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Ibrahim 35-36. Ibni teymiyye bu ayetin tefsirinde derki: puta tapanlar'dan hic biri putlarin yeri ve gogu yarattiklarina inanmiyorlardi , halbuki bunlari sadece sefaatci ve vasitaci olarak kullaniyorlardi…(ettevessul velvesile 156)

C: Andolsun ki onlara, "Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir?" diye sorsan "Allah" derler. O halde nasıl (haktan) çevrilip döndürülüyorlar? . Ankebut61. Ve buna benzer ayetler ayni tarzda kuranda bu ayetle birlikte alti yerde gecmistir. Ayetin tefsirlerini yer kaplamasin diye aktarmiyorum , okuyucu ibni kesire = nasir essadiye = taberi'ye vb bakarsa umarim ayeti kerimeyi daha iyi anlar.
D: (Onlar mı hayırlı) yoksa, kendine yalvardığı zaman bunalmışa karşılık veren ve başındaki sıkıntıyı gideren, sizi yeryüzünün hakimleri yapan mı? Allah'ın yanında başka bir ilâh mı var? Ne kıt düşünüyorsunuz! Neml 62.
Bu ayetin tefsirinde ibni kesir ikrarci bir sekilde bir hikaye zikretmistir: Hafız îbn Asâkir, birisinin hâl tercemesinde … Dimaşk'dan Zebedânî ülkesine katırımla ücretli yolcu taşıyordum. Bir keresinde bir adam katırıma bindi. Yolun bir kısmında girilmeyen bir yola uğradık. Bana: Şu yolu tut, orası en yakın yoldur, dedi. Ben: O yolu bilmiyorum, dediysem de; hayır, aksine en yakın yol odur, dedi. O yola girdik. Taşlık bir yere, derin bir vâdîye ulaştık. Ora-, da bir sürü öldürülmüş kimse vardı. Bana: Katırın başını tut ki ineyim dedi. îndi, ayaklarını sıvadı, elbisesini toparladı ve yanındaki bıçağı çekerek üzerime yürüdü. Önünden kaçtım, peşime düştü. Allah aşkına deyip: Katın ve üzerindekileri al, dedim. O zâten benimdir, benim maksadım seni öldürmekktir, dedi. Onu, Allah ile ve Allah'ın çarptıracağı ceza ile korkutmak istedim, kulak asmadı. Önünde teslimiyet gösterdim ve: Beni bıraksan da iki rek'at namaz kılsam dedim. Acele et, dedi. Namaz kılmak üzere kalktım fakat Kur'an okumada nutkum tutuldu, ondan bir harf bile hatırıma gelmiyordu. Şaşkın bir halde dikilip kaldım. O ise: Haydi, bitir, diyordu. Allah Teâlâ benim dilimden «Yoksa, bunalmışa kendisine yakardığı zaman karşılık veren ve başındaki sıkıntıyı gideren mi?...» âyetlerini akıtıverdi. Bir de gördüm ki elinde harbe olan bir atlı vâdînin girişinden çıkıverdi. Harbeyi o adam fırlattı da tam kalbine isabet ettirdi ve adam yıkılarak düştü. Atüya asılıp iliştim ve: Allah için sen kimsin? diye sordum. KENDISINE YAKARDIĞI ZAMAN BUNALMIŞA KARŞILIK VEREN VE BAŞINDAKI SIKINTIYI GIDERENIN ELÇISIYIM, dedi. Yükü ile beraber katın aldım ve salimen döndüm, ayette acik bir sekilde zor durumda kalan'a dua edince yardim edecegini soyluyor, baskasinada dua etmek caiz olsa idi, bana ve benim velilerime dua ettiginiz zaman yetisiriz derdi, halbuki boyle demedi, hasa boyle demek allah'la baska bir seyi ortak kosmanin ta kendisidir.
Burada goruluyorki bu salih adam o anda ey allhin kullari gelin beni kurtarin dememis ve olme tehlikesi ile karsi karsi ile kalsa bile sadece allaha yalvarmis ve allah'da onu kurtarmistir.

E: İyi bil ki, halis din ancak Allah'ındır. O'ndan başka birtakım dostlar tutanlar da şöyle demektedirler: "Biz onlara sadece bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Şüphe yok ki Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir. Herhalde yalancı ve nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz. Zumer3.
Bu ayetin tefsirini ibni kesir cok guzel bir sekilde aciklamistir, derki: Allah Teâlâ putlara ibâdet eden müşriklerin: «Onlara, sırf bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye ibâdet ediyoruz.» dediklerini haber verir. Onlar kendi kanılarına göre melek şeklini verdikleri putlara yönelerek bu suretlere tapınmaktadırlar. Bu suretlere tapınmalarını meleklere tapınma derecesinde tutmaktadırlar. Güya onlar Allah katında kendilerine yakın olan dünya işlerinde, rızıklarında ve muzaffer kılınmalarında Allah katında kendilerine şefaatçi olacaklardır. Bu inançları onları bu putlara tapınmaya sevketmektedir. Âhiret yurduna gelince; onlar zâten âhiret gününü inkâr etmektedirler. Zeyd İbn Eşlem ve İbn Zeyd'-den naklen Katâde, Süddî ve Mâlik, «Sırf bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye ibâdet ediyoruz.» âyetini şöyle anlatmaktadırlar: Onlar bize şefaat etsinler ve Allah katında derece bakımından bizi O'na yaklaştırsınlar diye ibâdet ediyoruz. Yine bu sebepledir ki onlar, câhiliyyet döneminde haccettikleri zaman telbiyelerinde şöyle demekteydiler: «Buyur Rab-bımız, senin ortağın yok. Hem kendisine ve hem de mâlik olduklarına sahip olduğun sana ait bir ortak müstesna.» Eski ve yeni zamanlarda müşriklerin dayandığı yegâne şüphe budur. Allah'ın elçileri —Allah'ın salâtı ve selâmı hepsinin üzerine olsun— onlara gelmiş; bundan kendilerini alıkoyup men'etmişler, ibâdeti tek ve ortağı olmayan Allah'a tahsis etmeye çağırmışlardır. Bu durum müşriklerin kendiliklerinden uydurduğu bir şeydir. Yoksa Allah ne buna izin vermiş, ne de razı olmuştur. Aksine buna buğzetmiş ve bundan men'etmiştir. «Andolsun ki her ümmete: Allah'a ibâdet edin ve putlardan kaçının, diye peygamberler göndermişizdir.» (Nahl, 36), «Senden önce gönderdiğimiz her peygambere; Ben'den başka tanrı yoktur, Bana kulluk edin, diye vah-yetmişizdir.» (Enbiyâ, 25)

4-Sunnetden delil ise mesela:
A: İbn Ebu Hatim burada Kays İbn Haccâc kanalıyla... İbn Abbâs'tan rivayet edilen merfu bir hadisi zikreder ki şöyledir: Allah'ı (emirlerini) koru ki O da seni korusun. Allah (m emirlerini) muhafaza et ki O'nu karşında bulasn. Bollukta Allah'ı tanı ki darlıkta seni tanısın. Bir şey istediğin zaman Allah'tan iste. Yardım ve imdâd dilediğinde Allah'tan yardım dile. Bil ki bütün bir ümmet, Allah'ın senin hakkında yazmamış olduğu bir zararı sana eriştirmek üzere bir araya gelseler sana zarar veremezler. Allah'ın senin lehine yazmamış olduğu bir faydayı sana ulaştırmak üzere bir araya gelseler sana hiç bir fayda veremezler. Sahife-ler kurumuş, kalemler kaldırılmıştır. Yakın üzere şükürle Allah için amel et. Bil ki, hoşlanmadığın bir şeye sabırda çok hayırlar vardır ve zafer sabırla beraber, ferahlık sıkıntıyla beraber, zorluk kolaylıkla beraberdir. Hadis sahihtir, tirmizi'dede gecer. Goruldugu gibi bir sey istendiginde nasilki allah rasulu sav allahtan iste diyor keza yardim ve imdadida ondan istettiriyor?
B: ibni kesir derki: İmâm Ahmed der ki… onun da Hü-ceym oğulları kabilesinden birisinden rivayetinde o, şöyle anlatıyor: Ben: Ey Allah'ın elçisi, kime duâ ediyorsun? diye sordum, şöyle buyurdu: Ben O tek Allah'a duâ ediyorum ki, sana bir zarar dokunduğunda O'na duâ edersen, senden bu zararı savıp giderir. Sen,.çöl bir arazîde yolunu kaybedip te O'na duâ ettiğinde, yolunu sana gösterir. Sana bir kuraklık isabet ettiğinde O'na duâ edersen, sana bitki bitirir. Ben: Bana vasiyette bulun, dedim, şöyle buyurdu: Kimseye sövme. Kardeşini güler yüzle karşılaman veya su isteyen birinin kabına kovandan su boşaltman kadar küçük bile olsa hiç bir iyilikten uzak durma. Baldırlarının yansına kadar elbiseni uzat. Biraz daha uzun olsun dersen, topuklarına kadar uzat. Elbiseni yerde sürümekten sakın. Zîrâ elbiseyi yerde sürümek kibir ve kendisini beğenmektendir. Allah Teâlâ hiç bir zaman kibir ve kendini beğenmeyi sevmez. Lutfen hadisi bir dusun ve anlmaya calis nasilki sadece allahtan istenecegini guzel bir sekilde acikliyor. Bu hadisten sonrada ibni kesir hadisin baska yollarindan konusuyor ve baska yollarda sahabenin adinin sarihen zikredilgini soyluyor, muracaat edilebilir.
C: hadiste soyle rivayet olunur: adem oglu oldugunde uc sey haric butun amelleri kesilir, kesilmeyen sadaka, miras biraktigi ilim, ona dua edecek salih bir ogul. Iste bu hadiste adem oglunun dunya ile alakasinin kopacagini ve hatta uc sey haric dunya hayatindan istifade edemeyecegi cok nettir, acaba siz bu ucunun ustune birde insanlar onlara dua ettigi zaman allahi birakip, hemen insanlarin isteklerini yerine getiriyor, diye bir seydemi ekliyorsunz acaba? acaba bu hadise nasil cevap veriyorsunuz? Veya dedigimi Kabul ediyormusunuz?

5- alimlerin sozlerinden bir kismini nakil edelim:

Burada alimlerin sozlerinin cok uzun olmasi nedeni ile zikrederken manasi ile ve kisaltarak zikretmeye calisacagim ve her alimin sozunden sonra hangi kitapta gectigini nakil edecegim'ki isteyen aslina donup tafsilatli bir sekilde meseleye vakif olsun.
A:imam ebulvefa ali bin ukayl el-funun adli eserinde, kagitlarin uzerine ey mevlam fulanca benim icin sunu bunu yap demeyi veya agaca dilek adamayi , kabirleri tazim etmeyi(sirke goturecek kadar tazim edip yuceltmeyi) ve OLULERDEN HACETLERINI GIDERMEYI ISTEMELERI , gibi seyleri sirk sayip , yapaninda kafir olacagni zikretmistir.
Ayrica hafiz ibni el-cevzi , telbisu iblis adli eserinde bu nakili ikrar ederek zikretmistir , iste umarim bunu cevaplarsin? ACABA SENCE IBNI CEVZI'DE HERKESE KAFIR DEYEN BIRISIMI??? Yoksa ibni cevzi tekfirci birisimi???
B: makrizi tevhid kitabinda allahtan baskasini allah kadar sevmeyi , ona dua etmeyi vb gibi seyleri sirkten saymistir.
C: ibni nehhas essafii,kebair adli eserinde , allahtan baskasi adina dilek adamak, agaca, vb'nin ustune bir seyler baglamak , ve bununla birlikte boyle yapinca bunun sifa verdigini veya adaklarini Kabul ettigini dusunmenin sirk oldugunu aciklamistir.
D: ibni kayyim serhul-menazil adli eserinde, olulerden bir seyler istemenin sirk oldugunu zikretmistir.
E: Hafiz muhammed bin abdulhadi essarimul menki adli eserinde peygamberimiz sav'i tazim ederek taki ilah sifatlarini ona nisbet etmeye baslarlarsa bu yaptiklari sirk olup dindende cikma oldugunuda zikretmistir.
F: el-fetava el-bezaziyye adli eserde(bu eser hanefi fikih kitaplarindandir) kim hocalarin ruhunun yanimizda oldugunu ve isittigini soylerse KAFIR OLUR, demislerdir.
G: sun-allah el-halebi el-hanefi'nin, suleyman bin Abdullah teysirul-azizil-hamid adli eserinde nakil ettigi bir fetvasinda, zamanindaki olulerden bir seyler isteyenler ve olulerin oldukten sonrada fayda verecek diyenler ve buna benzeri sozleri soyleyenlerin kendi vaktinde yeni turediklerini zikrederek, boyle yapanlarinda sirke dusecegini soylemistir.
H: hafiz ibni kesir, el-bidaye ve en-nihaye adli eserinde soyle der: putlara tapmanin asli , aslinda kabirler'de ve kabirlerde olanlar'da asiriya kacmaktan turemistir. Iste gordugun gibi hafiz ibni kesir burada nasilda kabirdeki'ler hakkinda asiriya kacmak putlara tapmanin ta kendisi oldugunu aciklamis? Kabirdeki o olu olan kisi hakkinda asiriya kacmak onlar'a dua etme'nin , onlarin yardim edeceklerine inanmak asiriya kacmanin ta kendisidir.

6- meseledeki icma: ibni teymiyye bir fetvasinda allah ile kendi arasina vasita koyan, onlara tevekkul eden, dua eden, bir seyler isteyen, ICMA ILE KAFIR OLMUSTUR, fetvasini vermistir. .
Bu fetvayi Kabul edercesine kendi kitaplarinda zikreden alimler pek coktur mesela: ibni muflih elfuru adli eserinde , Aladdin ebul hasen suleyman el-mirdavi el-insaf adli fikihtaki buyuk eserinde , el-mer-I el-kermi,gayetul munteha fi elcem-i beynel ikna-i vemuntehe adli eserinde , el-haccavi,el-ikna adli eserinde vb zikretmislerdir.

7-Sayin kardes: sizin yaziniza tekrar bir donelim ve evliyalarin savaslarda donecegini soylediginiz meseleye bir goz daha atalim ,bu konuda ibni teymiyye tevessul risalesinde, uzunca guzel bir sey soyluyor: el efendim gel beni kurtar vb gibi sozlerin sirk oldugunu soyluyor, ve boyle yapan turkler ve himdilileri bildigini soyluyor, ardindanda dunlarin bu insanlari cagirip sirk isledikten sonraki olan olaylardan uzunca bahsediyor, ve bu yaptiklari dualarinin karsisinda seytanlar o adamin kiligina girerek o kisilere gelip onlara yardim ettiklerini'de soyluyor, ve hatta bazilari kendisini (yani ibni teymiyyeyi) cagirirdiktan sonra, kendisinin sekline bir seytan girip onlarin istediklerini yaptigini soyleyenlerin olduguna zikrediyor, ve bu ve benzerlerinin sadece hurafat ve seytalarin allaha sirk kossunlar diye oynadiklari oyundan ibare oldugunu belirtiyor.

8- el-hallac demissin, neden acaba hallacin kim oldugunu arastirmadan hallaci sevmissiniz anlayamadim? Sana alimlerin buyuklerinden olan hafiz semseddin ez-zehebi'nin hallac hakkindaki sozunu aktarayim, siyer alami nubela adli eserinde hallacin:…ve muvahhidlerin seni muvahhidlestirmelerindenden sana beriyim(yani seni birleyenlerden sana beriyim ben seni birleyemem) sozunu zikrettikten sonra soyle diyor: ISTE BU MUNAFIKLIGIN TA KENDISIDIR. Ve hallaci bir kac cumle sonra: PEYGAMBERLERIN DUSMANI, Diye vasiflandiriyor, ve hallac hakkinda uzunca konusuyor ve fesadlarini belirterek onun bir munafik oldugunu, dinle alakasi olmadigini, peygamberimiz sav zamanindaki munafiklardan bir farki olmadigini, kisaca kafir oldugunu belirtiyor.
Simdi soruma cevap verirseniz sevinirim, sence zehebi'de benim mezhebime gore oldugu icin zehebi'demi dalaletde acaba? Odami insanlari tekfir eden bir sapik? Yoksa gercek itikadinda sorun olan kisiler onlar degilde siz misiniz? Bu cumlelerim uzerinde uzunca dusun umarim rabbim bize hakki gosterir.
Sanirim bu kadar aciklamanin yetecegini saniyorum , ve sayin kardes eger cevap verecekseniz, her sorunun cevabini net bir sekilde numaraladigim sekilde, ayni numarayi alin ve cevap verin, kusura bakmayin belki numaralari denk getirerek cevaplamada biraz sizi yoracagim icin.

05.03.2012 - ebu ubeyde

imam rabbani müşrik mi?

Sevgili kardeşim,

siz rabıta şirktir diyorsunuz. Merak ediyorum şimdi. imam rabbani size göre müşrik mi?

Şahı nakşibendi, Abdulhalık gücddivanı, beyazdi bestami bunların hepsi müşrik mi?

imam rabbani hakkında ne diyeceksiniz merak ettim

05.03.2012 - meraklı

1.Sahabe imamı rabbani kadar

1.Sahabe imamı rabbani kadar akıllı,alim değiımi ki rabıta yapmıyor
2.Mezhep imamlarının hangisi rabıta yapmış
3.Atalae(sadatlar)dinini bırakıp,ne zaman muhammedi dine sarılacağız,
4.Peygamberin,ashabın yaptığı ibadetler allahın rızasına ulaşmak için size yetmiyor mu
5.Hiristiyanlar nasıl rahiplerini rab edindiler, bu konuda allah rasulü ne diyor bir araştır.

06.03.2012 - misafir

niye? allahın vermediği bir

niye? allahın vermediği bir şeyimi veriyor sana

06.03.2012 - misafir

CVP:1.Sahabe imamı rabbani kadar

Hiç demegoji yapmayınız. Tek kelime istiyoruz.

imam rabbani müşrik mi değil mi? Mektubatı rabbani herşey yazılı. meydanı boş bulup sallamakla olmuyor. Buyrun imam rabbani hakkında konuşun..

06.03.2012 - misafir

Konular