Zehirli | Konular | Kitaplar

Muhtelif meseleler

Soru: 1. Günümüzde İslam devleti adı altında kurulmuş bulunan devletlerde mürtedlerin öldürülmesi hükmünün uygulanması mümkün müdür?

2. İslam'da neden mürted erkek öldürülüyor da, mürted kadın öldürülmüyor?

3. Prof. Dr. Hayreddin Karaman, bazı durumlarda abdestsiz namaz kılınabileceğine fetva verdi. Bu konudaki görüşünüz nedir?

Cevap: 1. İslam devleti sınırları içinde yaşayan Müslüman bir erkeğin İslam dinini terk ederek başka bir dine geçmesi veya dinsizliği tercih etmesi (irtidat) durumunda hüküm bellidir. Akıl-baliğ erkek bir Müslüman, aklı başındayken (sarhoşluk, cünun vb. bir hal yokken), herhangi bir zorlama söz konusu değilken dinden dönen bir Müslümanın dinden dönmesine yol açan etkenler araştırılır ve ortadan kaldırılır. Kendisi ile konuşulur ve fikrî/ilmî şüpheleri ehil kimselerle müzakere etmesi sağlanarak ortadan kaldırılır ve düşünüp tevbe etmesi için süre verilir. Bütün bunlardan sonra irtidadında ısrar ederse öldürülür.

İbnu'l-Münzir'in Kitâbu'l-İcmâ'ında (1) herhangi bir ihtilaf zikredilmezken İbn Hazm, Merâtibu'l-İcmâ' adlı eserinde (2) Hz. Ömer, Süfyân es-Sevrî ve İbrahim en-Neha'î'den, mürtedin öldürülmeyeceğini, ölene kadar tevbe etmesinin isteneceğini söylediklerini belirtir. İbn Teymiyye bu eser üzerine yazdığı Nakdu Merâtibi'l-İcmâ'da bu kayda herhangi bir itiraz getirmemiştir. Bu iki eseri birlikte neşreden Zâhid el-Kevserî de bu noktada herhangi bir şey söylememiştir.

Bu noktayı müstakil bir yazıda ele almak üzere paranteze aldıktan sonra devam edecek olursak, günümüzde bu hükmün uygulanması noktasında pratik birtakım güçlükler bulunduğu, uluslar arası sistemin ve bağlantıların bu ve benzeri hükümlerin uygulanmasını zorlaştırdığı tezi malumdur. Bu noktada ümmete düşen, İslam ahkâmının muhafaza ve müdafaasından geri adım atmak değil, uygulanmalarının önündeki engellerin aşılmasına çalışmaktır.

Herhangi bir İslamî hükmün fiilen uygulanabilir olması için gerekli şartlar ve ortamın bulunup bulunmaması ayrı bir şeydir, fiilen uygulanmıyor diyerek hükmün tamamen iskat edilmesi daha ayrıdır. Müslümanlar birinci yok diye ikinciyi kabul etmek zorunda değildir. En azından gönüllerinde, bilinçlerinde İslam'ı bir bütün olarak yaşamanın ve yaşatmanın gayreti içinde olmak gerekir.

2. İrtidad eden erkek öldürülürken aynı durumdaki kadının öldürülmemesi meselesine gelince, bu, Hanefî mezhebinin ictihadıdır. Diğer mezheplerde irtidad eden kadın da tıpkı erkek gibi -tevbe teklif edilip şüpheleri giderildikten ve düşünmesi için süre verildikten sonra- öldürülür.

Hanefîler ise mü'minlerle fiilen savaş halindeki topluluk (harbîler) arasında bulunan kâfir kadınların öldürülmesini yasaklayan hadis gibi delillere kıyasla mürted kadının öldürülmeyeceğini, tevbe edene kadar hapiste tutulacağını söylemişlerdir. (3)

Burada bir noktaya dikkat çekelim: Özellikle "çağdaş telakkiler"i rahatsız eden mürtedin katli gibi meselelerde farklı hüküm verme peşinde olan bir kısım çevreler, bu gibi ahkâmı zorlama yorumlarla devre dışı bırakma gayretindeler. Söz gelimi recm uygulamasının bir "hadd" değil "ta'zir" cezası olduğunu (yani bu cezayı uygulamanın bir "gereklilik" olmayıp, "devlet başkanının yetkisine bırakıldığını) söylemektedirler.

Benzeri bir durum mürtedin katli meselesinde de karşımıza çıkıyor. Bu hükmü de, münhasıran muharip durumundaki mürtedlerin öldürüleceğini söyleyerek esnetme çabası içinde bulunduklarını görüyoruz. Oysa mürtedin katli meselesine kaynaklık eden hadislerde de, uygulamada da böyle bir kayıt mevcut değildir.

Önümüzdeki Pazar günü devam edelim.

1) İbnu'l-Münzir, Kitâbu'l-İcmâ', 119 vd.

2) İbn Hazm, Merâtibu'l-İcmâ', 210.

3) İmam es-Serahsî, el-Mebsût, X, 108-9; el-Kâsânî, Bedâyi'u's-Sanayi', VII, 135.


1 yorum

dinde zorlama varmıydı?

dinde zorlama varmıydı?

24.07.2009 - misafir

Konular