Zehirli | Konular | Kitaplar

gaybı bilmek

GELECEKLE İLGİLİ ALAKALI VERDİĞİ HABERLERİN DOĞRU ÇIKMASI İLE ALAKALI BİR NOT

Şimdi, ey bedbaht, kalbsiz, biçare adam! “Muhammed-i Arabî akıllı bir adamdı” diye o şems-i hakikate karşı gözünü yuman biçare insan! On beş envâ-ı külliye-i mu’cizâtından birtek nev’i olan umur-u gaybiyeden, on beş ve belki yüz kısmından bir kısmını işittin. mânevî tevatür derecesinde kat’î bir kısmını duydun. Şu ihbar-ı gayb kısmının yüzden birisini akıl gözüyle gören bir zâta “dâhi-i âzam” denilir ki, ferasetiyle istikbali keşfediyor. binaenaleyh, senin gibi haydi dehâ desek, yüz dâhi-i âzam derecesinde bir dehâ-yı kudsiyeyi taşıyan bir adam yanlış görür mü? Yanlış haber vermeye tenezzül eder mi? Böyle yüz derece bir dehâ-yı âzam sahibinin saadet-i dâreyne dair sözlerini dinlememek, elbette yüz derece divaneliğin alâmetidir.

EFENDİMİZ VE GAYB

Hz.Peygamber kendiliğinden gaybı bilmez. Fakat Allah O'na bildirir, O'da ümmetine haber verir

" De ki : Göklerde ve yerde Allah'dan başka kimse gaybı bilemez" (Neml, 65)

"Gaybın anahtarları O'nun katındadır. Onları ancak kendisi bilir" (En'am, 59)

Hz.Peygamberin birbirinden farklılık arzeden iki şahsiyeti vardır :

1-Beşerî yönü

2-Risalet yönü

Hz. Peygamber, beşeri yönü itibariyle bizim gibi bir insandır. O'da yer, içer, sıcaktan soğuktan etkilenir. Yarın ne olacak, ilerde neler olacak bilemez.

Risalet yönüyle ise, vahye mazhardır. Allah'dan gelen mesajlara bir alıcı durumundadır.

Peygamberin bir beşer olması, O'nun için bir noksanlık değil, aksine bir kemâldir. Bir beşer değil de, bir melek olsaydı, insanlara önder olamazdı, rehberlik edemezdi.
Sahabiler, Hz. Peygamberin beşeriyet ve risalet yönlerini ayırt edebiliyorlardı. Mesela, Bedir savaşı öncesi Rasulullah orduyu bir yere yerleştirdiğinde sahabilerden Hubab B.Münzir "Ya Rasulullah, eğer buraya yerleşmemiz Allah'dan sana gelen bir vahiyle değilse, suları tutup düşmana göre avantajlı bir durumda olmamız daha uygundur" der. Hz.Peygamber uygun görür. Hubab'ın görüşüne göre hareket edilir.

Allah gaybı kimlere bildirir?

Evliya gaybı bilmediği gibi Resulullah da gaybı bilemez diyorlar.

CEVAP: Evet Allahtan başka gaybı kimse bilemez. Bilir demek küfürdür. Dün bu konuyu açıklamıştık. Ancak Allah bildirirse Resulü de, evliyası da bilebilir. Önce Resulullahın gaybdan haber verdiğini bildirelim. Sonra evliyanın gaybı bilmesini vesikalandıralım. Resulullah efendimizin mucize olarak gelecekten haber verdiği (Bir zaman gelecek) diye başlayan hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:

(Bir zaman gelecek, yalnız para düşünülüp, helal haram düşünülmeyecek.) [Buharî]

(Rüşvet, hediye diye verilecek, gözdağı için suçsuz kişiler öldürülecek.) [İ. Gazalî]

(Âmirler, imamlar, namazı öldürecek, vaktinden sonraya bırakacaklar.) [Müslim]

Gaybı yalnız Allah bilir

Gayb, duygu organları ile veya hesap ile, tecrübe ile anlaşılmayan şey demektir. Gaybı ancak Allah bilir. O, Âlim-ül-gayb = gaybı bilendir (Haşr 23) ve Allâmül-guyûb = gaybları en iyi bilendir. (Sebe 48) Bu konudaki birkaç âyet meali şöyledir:

(Allah'ın, gaybları en iyi bilen olduğunu hâlâ anlamadılar mı?) [Tevbe 78]

(De ki: Gaybı bilmek Allaha mahsustur.) [Yunus 20]

(Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir.) [Hud 123, Nahl 77]

(De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka bilen yoktur.) [Neml 65, Hücurat 18]

Gaybı Peygamberler de bilmez. Bu konudaki birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:

(Ben gaybı da bilmem.) [Enam 50, Hud 31]

(Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır.) [Enam 59]

Gelecekten haber veren zat

Resulullah efendimizin gelecekten haber verdiği hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:

(İstanbul fethedilecektir. Bunların kumandanı ne güzel emir, askerleri ne güzel askerdir.) [Hakim, İ. Ahmed, İ. Süyuti]
(Ey dağ, sallanma, üstünde bir peygamber, bir sıddîk, iki de şehit var.)
[Buhari] (Hz. Ömer ve Hz. Osman'ın şehit olacağını haber verdi.)
(Ya Osman halife olacaksın, hilafet gömleğini çıkarmak isteyecekler, sakın çıkarma! O gün oruçlu olacak, benim yanımda iftar edeceksin.) [Hâkim] (Aynen vaki olmuştur.)
(İnsanlar temizlikte fazla titiz olacak, vesvese edip dinde haddi aşacaklar.) [Ebu Dâvud]
(Çeşitli isimler altında şaraplar çıkacak, helal sayılacak.) [İ.Ahmed]

Resulullah gelecekten haber verdi

Vehhabiler, selefiyeciler ve mezhepsizler, mucizeye, keramete inanmıyorlar. Resulullah da gaybı bilemez diyorlar. Allah bildirirse, Resulullah da gaybı, gelecekte olan şeyleri bilir. (Cin suresi 27)

Resulullah efendimiz, arkadan da görürdü. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Saflarınızı tamamlayın; çünkü sizi arkamdan da görürüm.) [Müslim], (Rükû ve secdeleri düzgün yapın; Allaha yemin ederim ki, sizi rükû ve secde yaparken de görüyorum.) [Buhârî, Müslim]

Resulullah efendimizin mucize olarak gelecekten haber verdiği (Bir zaman gelecek) diye başlayan hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:

(Bir zaman gelecek, insanlar, yalnız parayı düşünüp, helal haram düşünmeyecekler.) [Buharî]

Mugayyebât-ı Hamse (Beş Bilinmeyen)

"Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez.
Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır." (1)

Hâris b. Ömer Resullulah (s.a.v.) hazretlerine gelir ve şu suali sorar:

- Ya Muhammed! Kıyametin kopması ne zaman? Beldelerimiz kuraklıktan sıkıldı, bolluk ne zaman? Karımı gebe bıraktım, ne doğuracak? Bugün kazandığımı biliyorum, yarın ne kazanacağım? Nerede doğduğumu biliyorum, fakat nerede öleceğim?" (3)