Zehirli | Konular | Kitaplar

Kaderi İnkâr Eden İbn Sebe’ciler

Ehl-i Sünnet Müslümanlığında imanın altı şartı vardır, bunlardan biri kadere imandır. "İslâm'da kader inancı yoktur, kadere iman Emevîlik dininde vardır" demek büyük bir yanılgıdır.

Kader Kur'ânla, Sünnetle, icmâ-i ümmetle sâbittir. Münkiri dinden çıkar.

Kader derin bir konudur, Müslümanların bu konuda tartışmaması, kendi re'y ve hevalarıyla konuşup yazmaması gerekir.

Ehl-i Sünnetin Kur'ân tefsirlerine, hadîs şerhlerine, akaid kitap ve risalelerine, büyük ve küçük ilmihallerine bakarsak orada kadere imanı görürüz.

Kader konusunda insanlar iki türlü yanılmıştır:

1. Kaderi büsbütün, bilkülliye inkâr ederek.

2. Cebriye/fatalizm inancına saplanarak.

Ehl-i Sünnetin kader inancı orta ve doğru yoldur.

Adam uçağa biniyor, uçak düşüyor ve ölüyor. Bu onun kaderidir. Havaalanına giderken yol tıkandı, geç kaldı, uçağı kaçırdı, ölümden döndü... Bu da kaderdir.

Aklı başında hiçbir katil, "Ne yapayım, öldürmek kaderimde varmış..." diyerek cezadan kurtulamaz.

Hz. Ömer bir yere gidiyormuş, orada veba salgını olduğunu duyunca gitmemiş."EyÖmer!..Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun?" demişler. "Hayır" cevabını vermiş, "Allah'ın bir kaderinden başka bir kaderine kaçıyorum" demiş.

Bir insanın beyaz, siyah, sarı ırktan olması onun kaderidir.

Kadın veya erkek olması kaderidir.

Türk,Kürt, Çerkes, Lâz olması kaderidir.

Uzun veya kısa boylu olması... Şu veya bu tarihte doğması, şu tarihte ecelinin gelip ölmesi hep kaderdir.

İnsana cüz'î bir irade ve hürriyet verilmiştir.

Kader kavramı ve inancı bu cüz'î irade ve hürriyetle birlikte mütalaa edilmelidir.

Son devrin icazetli din âlimi ve fakihi, eski İstanbul müftüsü, eski Diyanet İşleri Başkanı merhum Ömer Nasuhi Bilmen hocaefendi Büyük İslâm İlmihali isimli güvenilir ve değerli kitabında şöyle yazmaktadır:

"KAZA ve KADERE İMAN: Malumdur ki, Allahü Teâlâ'dan başka yaratıcı yoktur. Bu kâinatta her ne vücuda gelirse mutlaka Hak Teâlâ'nın bilmesiyle, dilemesiyle, yaratmasıyla vücuda gelir. Binaenaleyh herhangi bir şeyin muayyen vech ile vücuda gelmesini Cenâb-ı Hakk'ın ezelde dilemiş olmasına "kader" denir. Ve Hak Teâlâ'nın, böylece dilemiş olduğu her hangi bir şeyin zamanı gelince meydana getirmesine "kaza" denir. Meselâ: Her hangi bir insanın filan günde vücuda gelmesini Hak Teâlâ'nın ezelde dilemiş olması bir kaderdir. O insanın bu takdir edilmiş günde vücuda getirilmesi de bir kazadır, bir halk (yaratma) ve icattır. Mamafih bu kaza tabiri takdir, hüküm mânâsına da gelir.

Kaza ve kadere iman da Müslümanlarca büyük bir esastır. Bunlara inanmak, Allahü Teâlâ'ya iman cümlesindendir. Hak Teâlâ'nın varlığını, birliğini bilen, Onun kainatta müstakillen hakim olduğuna inanan bir insan için kazaya kadere iman etmemek kabil olamaz. Hangi mümkin bir şeydir ki, Allahü Teâlâ takdir ettiği halde vücuda gelmesin?.. Ve hangi bir şeydir ki, Hak Teâlâ dilemediği halde vücuda gelebilsin?..

(.....)

Kaza ve kader, insanların iradelerine, kudretlerine ve çalışıp kazandıkları şeylerden mes'ul (sorumlu) olmalarına mâni ve münâfi değildir." (s. 42-4)

Ehl-i Sünnetin kaza ve kader inancını Emeviyecilik, Muaviyecilik diye tahkir edenler, İbnSebe'cilik yaptıklarının farkında mıdır?

Kömür madeninde ölenler ecelleriyle mi ölmüştür? Evet ecelleriyle ölmüştür.

Onların bu şekilde ölmeleri kaderleri mi idi? Kaderlerinde vardı.

Bu kader yerine başka bir kader olabilir miydi? Olabilirdi...Gereken bütün tedbirler alınmış olsaydı grizu patlamazdı.

Onların ölmeleri Allahü Teâlâ tarafından ezelde biliniyor muydu? Elbette biliniyordu.

Gereken bütün tedbirleri almayan, vazifelerini yüzde yüz hakkıyla yapmayan idareciler sorumlu mudur? Elbette bin kere sorumludur.

İdareciler ve sorumlular, suçları sabit olursa dolaylı şekilde katil midir?Evet katildir.

Bunlar, dünya adaletinden yakalarını ve paçalarını kurtarsalar bile Âhiretteki Mahkeme-i Kübra'da kurtarabilir mi?Kurtaramazlar, ilahî adalete göre cezalarını çekerler.

İslâm'da kader ve kazayı inkâr, red ve tekzib edenler kimlerdir?

Cevap: Onlar doğru yoldan ve doğru inançtan çıkmışlardır. Onlar dall ve mudildir.


Konular