Zehirli | Konular | Kitaplar

HIZBÜ'TTAHRIR VEYA HIZBÜ'TTAHRIK!...

Son günlerde bir merkezden veya bir yerlerden dügmeye basildigi anlasilmaktadir. Her veçhesiyle provakasyon kokan, bebek kâtili, bas câni yandaslarinin memleketimizin muhtelif sehirlerinde sergiledikleri igrenç ve çok tehlikeli hareketleri uzun uzun, tahlile ihtiyaç yoktur. Devletimizin bekâsi ve bölünmez bütünlügünü korumaya yeminli Silâhli Kuvvetlerimiz ve emniyet güçlerimiz elbette geregini yapacaklardir.



Ancak, bu Hizbü'ttahhir de nereden çikti!...



Hizb, Türk Dil Kurumu Sözlügüne göre; 1-Arap. Bölük, kisim. 2- Bir topluluk, bir örgüt içinde inanç ve düsünce bakimindan ayrilik gösteren yan tutmaya yönelik küçük topluluk, klik.



Tahrir, Arp.Yazma, kitâbet, kompozisyon. Tahrir hey'eti, yazi kurulu "iki gazetenin tahrir hey'eti buna çâre buldular, tahrir hey'etinin bütün husûsî vasiflarini ögrenmistir."



"HIZBÜ'TTAHRIR" Arapça bir terkip olup, yazi bölücüleri, yazi bölügü veya yazi kligi gibi manalari ifade eder.



Bu kopiller, kimin usagidir, kimin masasidir, bilinmez, ama vahdeti, ittifaki, kardesligi, birlik ve tesânüdü esas alan Islâm'da, isimleri i'tibâriyle, -kendilerine verdikleri isim i'tibâriyle- Islâm ile, müslümanlarla bir alâkalarinin bulunmadigi açiktir.



Pekiyi! Kimler bunlar? Maksatlari nedir? Güçleri nedir? Arkalarinda kimler vardir? Bu suallere su an için saglikli birer cevap vermek kolay degildir. Fakat, bu suallerin hepisine birden verilebilecek kesîn bir cevap: Bunlarin hiç bir veçhile Memleketimizin % 99'unu olusturan gerçek müslümanlarla herhangi bir alâka ve münasebetlerinin olmadigidir.



Zirâ, bugün Memleketimizde ve dünya'nin muhtelif memleketlerinde yasayan müslüman Türklerin Devletimizle, Tarihimizle geçmisimizle, Devlet-i Aliyy'i Osmânî ve Cumhuriyetimizle herhangi bir mes'elesi yoktur.



Hilâfet istiyorlarmis? Fatih Cami'i Avlusunda toplanan bu zavallilardan kaç kisi acaba hilâfetin ne oldugunu, ne manaya geldigini biliyor? Ellerine pankartlar tutusturulmus ve orada toplanmis olanlarin % 90'inin kadin ve çocuklardan olusmasi, bu hareketin bir tahrik ve provake hareketi oldugunun en büyük delilidir.



HILÂFET NEDIR?



Gerçek manada hilâfet, Peygamberimiz, Hazret-i Muhammed-Mustafa salla'llâhu aliyhi ve sellem Efendimize niyâbet(nâiplik vekâlet) manasina hilâfet Hulefâ-i Râsidîn, (Allah onlardan râzi olsun) dört Büyük halife zamani ki, Peygamberimizin irtihalinden sonraki otuz seneye inhisar eder.



Asr-i Saâdeti tâkip eden bu otuz seneden sonra hilâfet yoktur, bundan sonra Emevî hükümdarlarindan Ömer bin Abdülazîz gibi pek çok veli ve muhterem zevât melîk ve emîr olarak gelmislerse de, bunlara halife denilmez, bunlarin devirlerine de Devr-i Hilâfet denilmez.



Peygamberimizin, "Benden sonra hilâfet otuz senedir, ondan sonra ise melikler ve emirlikler gelecektir." buyurduguna dâir, rivâyetler vardir. Kelâm Ilminde Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat'in i'tikadina göre, Peygambere nâip olma (niyâbet) O'nun adina müslümanlarin umûrunu idâre etmek manasindaki hilâfet, sirasiyla, Hazret-i Ebû Bekr el-Siddik'in halifeligi ki, takrîben iki yil devam etmistir, Hazret-i Ömer el-Fâruk'un halifeligi ki, takrîben 10 yil devam etmistir, Hazret-i Osman Zinnûreyn'in halifeligi ki, takriben 12 yil devam etmistir, Hazret-i Alî Kerreme Allahû Vechehû'nun halifeligi takrîben alti yil devam etmistir.



Görülecegi üzere gerçek manâda hilâfet, Peygambere niyâbet ve vekâlet manasiyla yukarida saydigimiz Râsidîn(olgun) halifeler dönemiyle sinirlidir. Pekiyi!.. Yavuz Sultan Selim'den itibâren Osmanli Sultanlarinin halifeliklerini nasil te'lif edecegiz?..



Ridâniye Savasinda, Memlûk Sultaninin maglûbiyyeti üzerine kendisine bagli bulunan Haremeynisserîfeyn'in hükümdarlarinin da kendiliginden teslim olmasi ve Peygamberimize ve Hulâfâ-i Râsidîn(olgun halifeler) ve diger büyük sahâbîlere ait Mukaddes emânetlerin teslimi, Misir'da ve Mekke-Medine de hutbe okutulmasindan i'tibâren, Yavuz Sultan Selim ve ondan sonra gelen Osmanli Pâdisahlarina halifelik unvani verilmesi günün sartlarina uygun siyâsî ve izâfî bir durumdur.



Gerçekten Osmanli Devlet-i Aliyye'miz, bu siyâsî ve izâfî hilâfeti yerinde kullanmis, bu sâyede Yemen'den Endonezya'ya, Afganistan'dan, Kenya'ya kadar pek çok Islâm devletini ve müslüman toplulugu Batili yamyamlarin sömürüsünden kurtarmistir.



Ayni siyâset, o gün için, Sah Ismâil'in temsil ettigi Sia'nin, Islâm Alemi üzerindeki emellerini ve te'sirini bir daha dirilmemek üzere yok etmistir.



Osmanli Devlet-i Aliyye'mizin külleri üzerine, yepyeni Millî bir devlet kuran Cumhuriyetçiler de ayni siyâseti tâkip etmisler, siyâsî ve izâfî hilâfetin gücünden azamî derecede istifâde etmislerdir. Saltanatin lagvinden sonra bir müddet daha hilâfeti devam ettirmeleri bundandir.



Siyâsî ve izâfî hilâfet sâyesindedir ki, Hind müslümanlari basta olmak üzere Hilâfet Sûrâ'lari teskil ederek, Kurtulus Savasimiza Hindistan'dan, Afganistan'dan, Endonezya'nin Ache Adasindan önemli miktarlarda altin-gümüs nakdî yardimlarla katilmislar, maddî durumlari müsâit olmayan Afrika müslüman topluluklarindan bir kismi da, bizzat asker olarak yardimimiza kosmus, Mehmetçiklerle birlikte savasmislar, kâhir ekseriyyeti sehid olmus, gâzi olanlar memleketlerine geri dönmemisler, dönememisler müslüman Türk Milletinin engin misafirperverliginin birer nümûneleri olarak Memleketimizin muhtelif yerlerinde iskan ettirilmislerdir.



Bugün Memleketimizin Ekonomisinde önemli aktörlerden ve gurur kaynaklarimizdan birisi olan T.Isbankasi'nin, Hind müslümanlarinin gönderdigi para ile kuruldugunu hatirlatmak isterim.



EMNIYET'IN TAVRI:



Fâtih Cami'i Avlusunda gösteri düzenleyen bu densizlere karsi Istanbul Emniyetinin hareket tarzi son derecede isâbetlidir. Bir kerre, Avrupa Uyum Yasa'larindan sonra Emniyet güçlerine verilen direktif, "gösterilerde siddete, asiri tahrike ve kamu düzenini bozucu hareketlere tevessül edilmedigi müddetçe zor kullanilmamasi, ikna edilerek kalabaligin dagitilmasi" tarzindadir. Istanbul Emniyeti bu tarza uygun hareket etmistir.



Hem sonra vak'ada, korkak hâinler, (hâinler daîma korkak olurlar) hep arka plânda kalmislar, zavalli kadinlari ve çocuklari öne çikarmislardir. Bu hâinler tarafindan igfâl edilerek (gaflete düsürmek) her nasilsa toplanmis bu kadin ve çocuklarin ellerine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin nüfusunun % 98'inin dilinde ve kalbinde olan "Kelime-i Tevhidi" pankart olarak tutusturmuslardir, bu pankartlari tasiyanlarin hiçbirisi bu pankartlardaki yazilari okuyamazlar. Polis müdâhale etseydi de, Allah muhafaza, bu pankartlar yerlere düsseydi, iste o zaman, bu provakatörlerin ekmegine yag sürülmüs olacakti. Zâten bu Hizbü'ttahrikçilerin bu gösteriden maksatlari da buydu. Istanbul Emniyetinin itidalli davranmasi ellerinden bu kozlarini almistir.



Mes'ele sogutulmus, Salâtinî bir cami'in hariminde lüzumsuz gerginlere firsat verilmemis, asil provakatörler ve tahrikçiler enselenip Adalet'in huzuruna çikarilmislar, henüz yakalanamayanlar varsa en kisa zamanda onlar da yakalanip hesaplarini vermek üzere Adalet'in huzuruna çikarilacaklardir. Yazinin baslangiç bölümünde de isaret olundugu gibi, bugünlerde bir merkezden dügmeye basilmis, görünürde maksatlari, eylem sekilleri farkli da olsa, bir merkezden idare edildikleri ve kullanildiklarinda süphe yoktur. Baska maksatlarla Memleketimizin pek çok il ve ilçesinde gösterilerini siddet ve teröre çeviren gruplara karsi Emniyet güçlerinin çok sert ve zecrî tedbirlere basvurdugundan sikâyetçi olanlarin, olmamasi gereken ve aslâ hiç bir akl-i Selîm sahibi Müslüman-Türk'ün kabul ve tasvip etmedigi-etmeyecegi basit bir gösteriye polis'in siddetle mukâbele etmediginden sikâyetçi olmalari yaman bir çeliski degil midir?



Ne yazik, köklü bir Partimizin degerli idarecileriyle, Matbuatimizdaki kimi yazar-çizer takimi bir türlü çifte standarttan kurtulamiyorlar.


Mustafa AKKOCA


1 yorum

s.a kardeşim dikkatimi

s.a kardeşim dikkatimi türkiyede bulunan muslumanların oranı çekti %98 müslüman var demişin nedense taksime beyoğluna ve farklı lüks ilçelere illere gidince müslümanlık adına pek bişi goremiyorum allah(c.c) kuranda kadınlara mahrem yerlerinizi açın demiş sanki namaz kılmayın demiş sanki ilim oğrenmeyin demiş sanki ilim oğretmeyin demiş sanki kafirlere benzeyin demiş sanki de muslumanlar bunları yapıyor hayır tam aksine allah bunların hepsinin tam tersini emretmiş peki nerde sor bakalım muslumanım diyen 10 kişiye kaç kişi namazda okunan sureleri biliyo bırak sureleri 32 farzı biliyo.boyle muslumanlık olmaZZZZZ..diğer anlattıklarına bişey diyecek değilim....ne katılıyorum nede katılmıyorum demekte istemiyorum herşeyin en iyisini allah bilir...

26.01.2009 - misafir

Konular