Zehirli | Konular | Kitaplar

gayb bilgisi

KIYAMET ALAMETLERİ:MESİH,MEHDİ

Son zamanlarda kıyamet alametleri cümlesinden olarak Mesih ve Mehdi inancının sıklıkla tartışma konusu yapıldığı dikkatinizi çekmiştir. Gerek akademik çevrelerde, gerekse halk arasında -medyanın da katkılarıyla- bu meseleler üzerinde zaman zaman hayli ateşli tartışmalar cereyan ediyor.

Mesih ve Mehdi meselesi elbette sebepsiz, durduk yere tartışma gündemine sokulmuyor. Tıpkı daha pek çok benzerleri gibi... Farklı kesimlerin bu tartışmalar üzerinden farklı beklentileri bulunduğunu anlamak zor değil. Ancak biz bu yazıda konunun bu yönünden ziyade, İslâm’da Mesih ve Mehdi inancının bulunmadığını söyleyenlerin ileri sürdüğü gerekçeler üzerinde duracağız.

Ehl-i Sünnet’in konuyla ilgili kabulleri akaid/kelam kitaplarında, hadis şerhlerinde ve tefsirlerde detaylarıyla zikredilmiştir. Hatta genel olarak kıyamet alametleri, özel olarak da Mesih ve Mehdi konusunda müstakil kitap ve risaleler kaleme alınmıştır. Ancak günümüzde bu konuyla ilgili olarak birçok yeni soru işaretinin ve tereddüdün izhar edilmiş olması, ulemanın ortaya koyduğu hususların, mezkûr soru ve tereddütleri ortadan kaldıracak şekilde yeniden ifade edilmesini gerekli kılmaktadır.

GELECEKLE İLGİLİ ALAKALI VERDİĞİ HABERLERİN DOĞRU ÇIKMASI İLE ALAKALI BİR NOT

Şimdi, ey bedbaht, kalbsiz, biçare adam! “Muhammed-i Arabî akıllı bir adamdı” diye o şems-i hakikate karşı gözünü yuman biçare insan! On beş envâ-ı külliye-i mu’cizâtından birtek nev’i olan umur-u gaybiyeden, on beş ve belki yüz kısmından bir kısmını işittin. mânevî tevatür derecesinde kat’î bir kısmını duydun. Şu ihbar-ı gayb kısmının yüzden birisini akıl gözüyle gören bir zâta “dâhi-i âzam” denilir ki, ferasetiyle istikbali keşfediyor. binaenaleyh, senin gibi haydi dehâ desek, yüz dâhi-i âzam derecesinde bir dehâ-yı kudsiyeyi taşıyan bir adam yanlış görür mü? Yanlış haber vermeye tenezzül eder mi? Böyle yüz derece bir dehâ-yı âzam sahibinin saadet-i dâreyne dair sözlerini dinlememek, elbette yüz derece divaneliğin alâmetidir.

EFENDİMİZ VE GAYB

Hz.Peygamber kendiliğinden gaybı bilmez. Fakat Allah O'na bildirir, O'da ümmetine haber verir

" De ki : Göklerde ve yerde Allah'dan başka kimse gaybı bilemez" (Neml, 65)

"Gaybın anahtarları O'nun katındadır. Onları ancak kendisi bilir" (En'am, 59)

Hz.Peygamberin birbirinden farklılık arzeden iki şahsiyeti vardır :

1-Beşerî yönü

2-Risalet yönü

Hz. Peygamber, beşeri yönü itibariyle bizim gibi bir insandır. O'da yer, içer, sıcaktan soğuktan etkilenir. Yarın ne olacak, ilerde neler olacak bilemez.

Risalet yönüyle ise, vahye mazhardır. Allah'dan gelen mesajlara bir alıcı durumundadır.

Peygamberin bir beşer olması, O'nun için bir noksanlık değil, aksine bir kemâldir. Bir beşer değil de, bir melek olsaydı, insanlara önder olamazdı, rehberlik edemezdi.
Sahabiler, Hz. Peygamberin beşeriyet ve risalet yönlerini ayırt edebiliyorlardı. Mesela, Bedir savaşı öncesi Rasulullah orduyu bir yere yerleştirdiğinde sahabilerden Hubab B.Münzir "Ya Rasulullah, eğer buraya yerleşmemiz Allah'dan sana gelen bir vahiyle değilse, suları tutup düşmana göre avantajlı bir durumda olmamız daha uygundur" der. Hz.Peygamber uygun görür. Hubab'ın görüşüne göre hareket edilir.

Allah gaybı kimlere bildirir?

Evliya gaybı bilmediği gibi Resulullah da gaybı bilemez diyorlar.

CEVAP: Evet Allahtan başka gaybı kimse bilemez. Bilir demek küfürdür. Dün bu konuyu açıklamıştık. Ancak Allah bildirirse Resulü de, evliyası da bilebilir. Önce Resulullahın gaybdan haber verdiğini bildirelim. Sonra evliyanın gaybı bilmesini vesikalandıralım. Resulullah efendimizin mucize olarak gelecekten haber verdiği (Bir zaman gelecek) diye başlayan hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:

(Bir zaman gelecek, yalnız para düşünülüp, helal haram düşünülmeyecek.) [Buharî]

(Rüşvet, hediye diye verilecek, gözdağı için suçsuz kişiler öldürülecek.) [İ. Gazalî]

(Âmirler, imamlar, namazı öldürecek, vaktinden sonraya bırakacaklar.) [Müslim]

Gaybı yalnız Allah bilir

Gayb, duygu organları ile veya hesap ile, tecrübe ile anlaşılmayan şey demektir. Gaybı ancak Allah bilir. O, Âlim-ül-gayb = gaybı bilendir (Haşr 23) ve Allâmül-guyûb = gaybları en iyi bilendir. (Sebe 48) Bu konudaki birkaç âyet meali şöyledir:

(Allah'ın, gaybları en iyi bilen olduğunu hâlâ anlamadılar mı?) [Tevbe 78]

(De ki: Gaybı bilmek Allaha mahsustur.) [Yunus 20]

(Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir.) [Hud 123, Nahl 77]

(De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka bilen yoktur.) [Neml 65, Hücurat 18]

Gaybı Peygamberler de bilmez. Bu konudaki birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:

(Ben gaybı da bilmem.) [Enam 50, Hud 31]

(Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır.) [Enam 59]

Gelecekten haber veren zat

Resulullah efendimizin gelecekten haber verdiği hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:

(İstanbul fethedilecektir. Bunların kumandanı ne güzel emir, askerleri ne güzel askerdir.) [Hakim, İ. Ahmed, İ. Süyuti]
(Ey dağ, sallanma, üstünde bir peygamber, bir sıddîk, iki de şehit var.)
[Buhari] (Hz. Ömer ve Hz. Osman'ın şehit olacağını haber verdi.)
(Ya Osman halife olacaksın, hilafet gömleğini çıkarmak isteyecekler, sakın çıkarma! O gün oruçlu olacak, benim yanımda iftar edeceksin.) [Hâkim] (Aynen vaki olmuştur.)
(İnsanlar temizlikte fazla titiz olacak, vesvese edip dinde haddi aşacaklar.) [Ebu Dâvud]
(Çeşitli isimler altında şaraplar çıkacak, helal sayılacak.) [İ.Ahmed]

Resulullah gelecekten haber verdi

Vehhabiler, selefiyeciler ve mezhepsizler, mucizeye, keramete inanmıyorlar. Resulullah da gaybı bilemez diyorlar. Allah bildirirse, Resulullah da gaybı, gelecekte olan şeyleri bilir. (Cin suresi 27)

Resulullah efendimiz, arkadan da görürdü. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Saflarınızı tamamlayın; çünkü sizi arkamdan da görürüm.) [Müslim], (Rükû ve secdeleri düzgün yapın; Allaha yemin ederim ki, sizi rükû ve secde yaparken de görüyorum.) [Buhârî, Müslim]

Resulullah efendimizin mucize olarak gelecekten haber verdiği (Bir zaman gelecek) diye başlayan hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:

(Bir zaman gelecek, insanlar, yalnız parayı düşünüp, helal haram düşünmeyecekler.) [Buharî]

Cinler Gelecekten Haber Verirler mi?

Cinler gaipten haber vermez. Gaip, insan hissinin ve bilgisinin idrak edemediği ve ulaşamadığı gizli şeylerdir. Kimi tarotçular, astrologlar gelecekten haber verdiklerini iddia ederler. Doğru değildir. Gaibin anahtarı sadece Allah'tadır. Müslüman cinlerle irtibat kuran kişinin şuuru, maneviyatı yerinde ise cinlerle istişaresine güvenilebilir. İstişare gelecekten haber vermek değildir. Tahminde ve yorumda bulunabilirler. Büyük bir tepede oturan kişi her tarafı rahatça görebilir. Tepenin eteğinde tren raylarının olduğunu düşünelim. Aynı rayı kullanan iki tren olduğunu, tepede oturan görüyor, ama rayı kullanan makinistler olayın farkında değiller. Aynı rayı kullanan makinistler kendilerine ait raylara geçmezlerse kaza yaparlar.

Cinler ve Medyumlar

Cinler, Kur"ân"da bildirildiği üzere, "Levh-i Mahv ve İsbat"ta olan şeylere muttali olmaya çalışır; oradan gözlerine ilişen bilgileri alır ve daha sonra da onları kendi hesaplarına değerlendirebilirler. Bazen, böyle hırsızlık sonucu elde ettikleri şeyleri, kendilerine açık insanların kulaklarına fısıldar; Efendimiz"in ifadesiyle "gır gır" eder ve çoklarını baştan çıkarırlar; zira bu bilgilerin %99"u kendi kattıkları yalanlarla doludur. Evet belki bunlardan %1"i doğru çıkabilir; işte bu, diğer yalanlara referans olur...

Kur"ân-ı Kerim"de cinlerin bu durumunu anlatan birçok âyet vardır. Şimdi onların birkaçının icmâlî mealini zikredelim:

Cinler

Cinlerle ilgili bilgiler doğrudan ve işaret yoluyla verilmektedir. Hadislerin ışığında açıklanma gerekirse insan benzeri varlıklardır. Yeryüzünde yaşadıkları gibi göğe de yükselebilirler. Bizim anladığımız manada ateşsel değil ışınsal yaratıklar olması muhtemeldir. Işığın enerjiye dönüştürülmesinde sağlanacak ilerlemelerle birlikte onlarla ilgili bir sır perdesininde kalkması beklenilmektedir.

Cinlerinde erkeği ve dişileri olduğu gibi onlarda ürerler ve ölürler. Akıl ve irade sahibidirler. Onlar da insanlar gibi emir ve yasaklara uymak Allah'a ibadet etmek için yaratılmışlardır. İnsanların peygamberleri onlarında peygamberleridir. Cennetle de nimetlendirilecekleri olduğu gibi Cehennemle de azablandırlacak olanları vardır.

Medyum

Medyum Kimdir?

Medyum, normal bir insanin beş duyusuyla algılayabildiği sinyallerden çok daha yüksek düzeydeki sinyalleri algılayabilen özel yeteneklere sahiptir. Günümüzde her sokağın başında, gazete köşesinde, ekranda bir medyum bulmak mümkün olsa da bunların içinde gerçekten medyum olan kişi sayısının çok düşük yüzdelerde olduğunu söylemek için ayrıca medyum olmaya gerek olmadığı aşikardır.

Bazi özel yeteneklerde oldugu gibi medyumlukta genellikle sıkıntılı bir dönemin ardindan veya bir kaza sonrası ortaya çikmaktadir. Bu durum beynimizdeki bazi ölü merkezlerin bir travma veya gergin bir olayin etkisiyle devreye girmesi olarak kabul edilebilir.

Keramet Meselesi

Soru

“Gayb meselesi ile ilgili yazınızda geçen ve kafama takılan ifadeleri buraya yazıyorum:

“Salih kullardan gaybiyyatla ilgili mükâşefelerin suduru, Ebû Hayyân’ın söylediği gibi “nadirattan” mıdır, yoksa er-Râzî, İbn Hacer’in dediği gibi yaygın olarak görülen bir durum mudur? Sahabe tabakasından itibaren bu ümmetin salihlerinden aktarılan ve kuşaktan kuşağa intikal eden kerametler tevatür seviyesindedir.”

“Burada benim anladığım kadarıyla (yanlışım varsa düzeltin) halk arasında anlatılan ve bazı kitaplarda da geçen evliya kerametlerinin doğru olduğunu savunmuşsunuz.

Gayb Bilgisi

“Allah, pisi temizden ayırıncaya kadar mü’minleri içinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Allah size gaybı bildirecek de değildir. Fakat Allah peygamberlerinden dilediğini seçer (gaybı O’na bildirir). O halde Allah’a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız sizin için büyük bir mükafat vardır.” (Âl-i İmran suresi, 179)

“O gaybı bilendir. Hiç kimseye gaybını bildirmez. Ancak seçtiği resuller başka (Onlara bildirir.) Fakat O rasulün önünde ve arkasında gözetleyici (melek)ler yürütür ki resullerin, Rablerinin vahiylerini tebliğ ettiklerini bilsin. Allah onların her halini kuşatmış ve her şeyi inceden inceye sayıp dökmüştür.” (Cin suresi, 27, 27, 28)

GAYB, GAYB ÂLEMİ

Hazır bulunmayan, gizli olan. Duyu organlarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak ulaşılamayan"bilgiyle kuşatılamayan, müşâhede alanının dışında kalan her şey. Taberî'ye göre bütün mümkünler gaybı oluşturur.

Kur'an gayb kelimesini, insanların içlerinde taşıdıkları şeyleri, gelecekleriyle ve dönecekleri yerle ilgili hususları, geçmişte kalmış kişi ve olayların bilgisini, insan dışı varlılar dünyasını, ahiret hayatını ve gelecek olayları içine alacak biçimde hep hazır olanın zıddı anlamında kullanılır. Râğıb el-İsfâhânî şu tarifi verir:

"Gözle görülemeyen, duyularla idrak edilemeyen, insan bilgisinin dışında olan" (1)

Mugayyebât-ı Hamse (Beş Bilinmeyen)

"Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez.
Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır." (1)

Hâris b. Ömer Resullulah (s.a.v.) hazretlerine gelir ve şu suali sorar:

- Ya Muhammed! Kıyametin kopması ne zaman? Beldelerimiz kuraklıktan sıkıldı, bolluk ne zaman? Karımı gebe bıraktım, ne doğuracak? Bugün kazandığımı biliyorum, yarın ne kazanacağım? Nerede doğduğumu biliyorum, fakat nerede öleceğim?" (3)