Zehirli | Konular | Kitaplar

Hz. İsa'nın Sözlerinde Kadın Hakları ve Boşanma

Hristiyan ilim adamları, devamlı olarak kendi dinlerinin kadın haklarını koruduğunu, kadınları erkeklerle eşit tuttuğunu ileri sürer dururlar. Ancak muharref İncillerin incelenmesi neticesinde durumun hiç de onların dediği gibi olmadığı kolayca anlaşılır.

Hristiyanlıktan önce ortaya çıkan Yahudilik vb. bazı dinler, erkeklerin kadınları boşamalarına, boşanan erkek ve kadınların başkaları ile evlenmelerine izin vermekte idi. Ancak Hristiyanlık, erkeklerin kadınları boşamalarına müsade etmemekte, boşanma olmaksızın birbirinden ayrılan eşlerin, ayrıldıkları eşleri sağ olduğu sürece başkaları ile evlenmelerine izin vermemektedir.

Galile (Celile)'den ayrılıp Yahudiyeye gelen Hz. İsa'ya Ferrisiler, bir erkeğin karısını boşayıp boşayamayacağını sormaları üzerine, Hz. İsa onlara: "Ben size şunu söyleyeyim: Karısını cinsel ahlâksızlıktan başka bir sebeple boşayıp başkası ile evlenen, zina etmiş olur. Boşanmış kadınla evlenen de zina etmiş olur"demiştir.

Muharref İncillerin naklettiğine göre Hz. İsa, ölüm dışında erkekle kadının ayrılmasını kabul etmemektedir. Eşler boşanma olmaksızın birbirlerinden ayrılsalar dahi başkaları ile evlenemezler. Bir kadın geçimsizlik yüzünden kocasından ayrılacak, fakat kocası sağ olduğu müddetçe bir başkası ile evlenemeyecek. Bu, kadına bir hak vermek midir, yoksa kadının hakkını gasbetmek midir?

Aslında diğer bazı dinlerin tek yanlı olarak sadece erkeğe tanıdıkları eşi boşama hakkını Hristiyanlık, erkekle birlikte kadına da tanısa idi, belki de kadın hakları konusunda söz söylemeye hakkı olabilirdi. Ancak, Hz. İsa'ya nisbet edilen yukarıdaki ifadeye göre, başka dinlerde erkeklere tanınan boşama hakkı, Hristiyanlıkta erkekle birlikte kadına da tanınmış değil, aksine kadına verilmeyen ve erkekler için mevcut olan bu hak, erkeklerden de geri alınmak sureti ile diğer bazı dinlerin sınırlı olarak verdiği boşanma hakkı tamamen ortadan kaldırılmış olmaktadır.

Daha önce kocalarının boşamaları halinde hiç değilse yeniden evlenme hakkına sahip olan kadın, Hristiyanlığın bu hükmü ile o hakkından da mahrum bırakılmaktadır. Belki ortada bir kadın erkek eşitliği söz konusu olabilir, ancak bu eşitlik, kadına boşama hakkı verilerek kadını erkeğin seviyesine getirerek değil aksine, erkeğin elinde olan boşanma hakkını elinden alarak onu kadının seviyesine indirmek sureti ile olmuştur. Yani eşitlik pozitif yönde değil, aksine negatif yönde gerçekleşmiştir. Hristiyanlıktaki bu uygulama, bir hak verme değil, aksine tek taraflı olarak verilmiş olan bir haktan herkesi tamamı ile mahrum etmektir. Bu kadın erkek eşitliği, olsa olsa boşana-mama eşitliği olabilir. Bu bir hak alma eşitliği değil, haksızlıkta eşitliktir. Hristiyanların yaptıkları şey, hayatının başında bir hata yaparak kendine uygun olmayan bir eşle evlenen kişiye, bu hatasının cezasını bir ömür boyu çektirmek, onu zorla, sevmediği ve nefret ettiği biri ile yaşamaya zorlamaktır.